BUGÜNÜ VE YARINLARI OKUMAK
Halkın büyük çoğunluğunun serbest eczanelerden ilaç hizmeti alma sürecine baktığımızda sistemin sağlıklı sürdürülmesi konusunda eczacılarımızın önemli bir rol üstlenmiş olduğu her kesim tarafından ifade edilmektedir. Özellikle SSK lıların ilaca ulaşmasında yaşattırılan zorluklardan sonra, söz konusu uygulama halkımızda büyük bir memnuniyet oluşturdu…
Bu uygulamayla, siyasi iktidar genel seçimde oy artışı ile , ilaç sanayi ve dağıtım kanalları da pazar artışı ile ödüllendirilirken… halkımız karşısında uygulamanın görünen yüzü olan biz eczacılar ne hale getirildik?.. Ödül beklemiyorduk… Ancak ilacın hastaya ulaşması noktasında her türlü özveriyi gösterirken, bu uygulamanın diğer paydaşlarının göstermesi gereken özveri ve sorumlulukların da bizim üstümüze dayatılmasını da beklemiyorduk… Sistemden nemalanan kesimler uygulamada kendi üzerine düşen yükümlülükleri eczacıya yüklemesini bildi. Ve sistemin tüm olumsuzlukları , dayatmaları ve yükleri hiç hak etmediği halde eczacının omuzlarına yıkıldı.
Sanayinin vermesi gereken iskontolar bizim üstümüzden hem de misliyle ödettirildi…
İlaç veriliş koşulları anlık ve sıklıkla yapılan değişikliklerle eczacı paranoyak bir ruh haline dönüştürüldü ve maddi kayıplara uğratıldı…
Çalışmayan bir provizyon sistemi… şeffaf olmayan ve tuzaklarla dolu bir yazılımla eczacı bezdirildi ve yine ekonomik kayba uğradı…
Hastane muayene ücretleri , hiç muhatabı değilken eczacı tarafından tahsil edilmesi dayatıldı…
Eczacı uygulamanın sağlıklı yürütülebilmesi için, ek personel, artan donanım ve sarf malzemesi giderlerini üslenmesine karşın eczacı karlılığı minimize edilerek eczacının önemli bir kısmının hizmeti bu şekilde sürdürmesinin önüne geçildi ve iflaslar kaçınılmaz oldu…
Örnekleri çoğaltmak mümkün… Ancak eczacıların sıkıntılarını anlatmak için bu kadarı bile yeterli… Bu dayatmalarda , TEB in yaklaşımları ve edilgen tavrı önemli bir rol oynamıştır. Peki…bugünlerde siyasi iktidarı da şaşırtan ve rahatsız eden TEB deki bu tavır değişikliği nereden kaynaklanmaktadır. Hemen cevap vereyim. Taşlar yerinden oynamıştır artık… Eczacılar bu dayatmalara , bu haksızlıklara seyirci kalmayacaklarını beyan etmişlerdir. Sistemin düzeleceği umudunu yitiren eczacının bir başkaldırısı , hakkını talep etme istemidir bu… Artık hiçbir TEB yönetiminin bu iradeyi görmezlikten gelme sansı yoktur.
Eczacı var olan sorunlarla boğuşup, haklı taleplerini muhataplarına ve kamuoyuna iletme çabası içindeyken Sağlık Bakanı, İlaç ve Eczacılık Gen. Müdürü, ve de SGK Gen.Müdürü kitlesel eczacı mitinginin öncesi ve sonrasında verdikleri demeçlerle eczacının ruh halini anlamamakta ısrar ettikleri görülmektedir.
Sn. Sağlık Bakanı , Türk Eczacılar Birliğini bir meslek gurubunun üst örgütü olduğu ve işlevini görmezden gelerek, bir daha onlardan görüş almayacağım , değişikliklerle ilgili birebir eczacılardan görüş alacağım, referandum yapacağım deme talihsizliğini göstermiş… İlaç ve Eczacılık Gen. Müdürü Sn. Tokaç ta Miting sonrası demeçlerin de , dile getirdiğimiz Sağlıkta Dönüşüm Programı(SDP) sağlık sistemini hasta haline getirmiştir görüşümüze cevapla , 2004 ten önceki sağlık sistemi sağlıklıydı da biz mi sağlıksız hale getirdik?.. hasta ilacına kolaylıkla ulaşıyor, istediği eczaneden ilacını katılım payı haricinde hiçbir ücret ödemeden(!) alıyor… Bu söylenenlere kargalar bile güler demektedir… Şimdi Sn. Tokaç’a sormak lazım?.. Bizler 2004 öncesinde sunulan sağlık hizmetinin de sosyal devlet anlayışı ile örtüşmediğini söyleyen bir kesimiz. Ama şunu da biliyoruz… mevcut sistemin eksikliklerini, çarpıklıklarını gidermek yerine , mevcut sorunları daha da derinleştirecek bir programa sessiz kalmamızı da kimse beklemesin. Ayrıca Sn. Tokaç’ın vatandaş ilacını alırken katılım payı dışında hiçbir ücret ödememekte sözüne en iyi cevabı, ilacını alırken ciddi oranlarda ilaç farkları ödeyen, muayene ücreti ödeyen vatandaşlara bırakıyorum. Onlar gülsünler mi? Ağlasınlar mı? Bilmiyorum… Ama zaman içinde gereken cevabı vereceklerdir.
Son aylarda gündeme damgasını vuran ve yasalaşmasını beklediğimiz 6197 sayılı eczacının temel yasasına monte edilmek istenen ve eczacılarımızın sonu olacak Eczacı-Eczacı ortaklığı ile ilgili Sn. Tokaç bakın neler diyor!..
”… önceki yıllarda TEB ile beraber hazırladığımız 6197 sayılı yasa değişikliği , şu anda Bakanlığımızın gündeminde olmamasına rağmen , TBMM’deki bazı(!) eczacı milletvekillerinin mevcut taslağımızdan farklı bir taslak hazırlayarak Eczacı-Eczacı ortaklığını gündeme getirmelerini bahane ederek Sağlık Bakanlığının hedef gösterildiğini ve miting öncesi basın bildirisinin Sağlık Bakanlığı önünde okunarak Bakanlığımızın zincir eczanelerin kurulmasını istediğini ima etmeleri Sn. Bakanımızı incitmiştir’’ diyor.
Eczacılarımızın mitingdeki kararlı kitlesel duruşu bu konuda ilgili kesimlerin kimler olduğunun ipuçlarını veriyor … Sn. Tokaç merak etmesin Eczacı-Eczacı ortaklığının yasamıza monte ederek geçmesini sağlamak isteyen eczacı milletvekillerinin , kimlere hizmet ettiklerini eczacı kamuoyu iyi bilmektedir. Ancak eczacı-eczacı ortaklığı kavramı mitingin yapılacağı tarihten yaklaşık bir ay öncesinde gündeme düşmüştü… Biz eczacılar doğal olarak geleceğimizi karartacak bu değişikliğe gereken tepkiyi gösterdik. Sn. Bakanda bu konudaki duyarlılığımızı göz önüne alarak günler öncesinden ‘’ dillendirilen söz konusu değişiklik bakanlığımızın gündeminde değildir. Bizler Bakanlık olarak TEB ile işbirliği içinde hazırladığımız taslağa sahip çıkıyoruz’’ diyebilir ve eczacı kamuoyunda da bu tavrı takdirle karşılanırdı… Gecikmişte olsa bu cevapları duymak eczacılar için çok önemli… Bu konudaki Sağlık Bakanlığının tavrının takipçisi olacağız.
Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK)Genel Sağlık Sigortası Gen.Müdürü Sn. Sami Türkoğlu da , miting öncesi ‘’eczacıları paraya boğduk… daha ne istiyorlar?.. diyor. Bu demecini ciddiye bile almıyoruz… Paraya boğulan kesim yollara düşüp bu kışta kıyamette miting alanlarını doldurur mu?.. Ancak değişik zamanlarda Sn. Türkoğlu bakın başka neler diyor!.. ‘’Eczacılar raftan ilacı alıp veriyor…hoşlansalar da, hoşlanmasalar da yakın gelecekte beyefendiler(!) için daha zor günler olacak… yani mesleği yüceltmek adına, orada(!) çalışanları istihdam etmek adına, yada vatandaş sağlığı adına , bu sistemi ilelebet yürütmeye imkan yok!.. Zincir Eczane uygulaması mutlaka ülkemizde olacaktır’’
Görüşlerine karşı olabiliriz… ‘’yiğidi öldür ama hakkını teslim et.’’diye bir deyim vardır. Hepimiz biliriz…
Sn. Türkoğlu , Sağlıkta Dönüşüm Programının alanın her kesiminde kurum ve kuralları ile işletilmesi gerektiğini savunan bir bürokrat… Ve olabildiğince net, yalın… Eğrilip , bükülmeden görüşlerini açıklıyor. Görüşlerine katılmasak ta bu konudaki dürüstlüğünden dolayı kendisini kutlamamız gerek. Günümüzde herkes bu kadar net konuşmuyor çünkü.
Sn.Türkoğlu’nun bu görüşlerinden biz eczacılar, diğer sağlık elemanları, sendikalar, emeği ile geçinen dar gelirli geniş halk kitlelerinin alması gereken çok ders var… Sn. Türkoğlu net söylüyor!..
Mesleği yüceltmek neymiş ?.. Geç onu…
İstihdam yaratmak !.. Boş versene…
Hele halk sağlığını savunmak !.. Bu programda amaç bunlar değil ki… Bu programda bunlar yok!..
Bu programın amacı… Sağlık alanını global sermayeye açmak ve sermayenin beklentilerini karşılayacak sürdürülebilir bir finans sistemini yaratmak. Amaç bu… Bir genel müdür daha ne desin… Sistemin ipuçlarını veriyor. Eczaneler sermayenin olacak diyor… Anlama özürlümüyüz ?.. Mücadele etmezseniz , direnmezseniz eczaneleriniz elinizden gidecek diyor… Daha ne yapsın?..
Yazımın başlığı aslında her şeyi ifade ediyor… Buradan siyasi iktidarı uyarıyoruz. Bu günü ve süreci doğru okumaları gerekiyor. Geçen 4 yıllık sürede eczacının yaşadıkları, kendinde ne sabır, ne anlayış, nede hoşgörü bıraktı. Bu güne kadar özveri ile hizmeti sürdürme çabasında olan eczacılar artık omuzlarına yüklenen ve anlamakta güçlük çektiği yükü kaldıramaz hale geldi… sistemin bütün olumsuzluklarını düzelecek umudu ile bu güne kadar üstlendi… İyi niyetliyiz,özveri gösterdik ama aymaz değiliz!.. Eczacı-Eczacı ortaklığı ile gelinecek son nokta ortaya konmuştur.
Bu günden sonra bizde çok net söylüyoruz. Şu anda elimiz güçlü… Ve yerimize ikame edebileceğiniz bir yapı yok. Oluşmasına da asla izin vermeyeceğiz. Çünkü taleplerimizde ve mücadelemizde haklıyız. 23 bin eczane ağı ile halkımızın ilaca ulaşamama gibi bir sorunu yok. Taleplerimiz çıkarcılıkla asla bağdaştırılamayacak kadar haklı talepler. Öyleyse gelin yapay gündemler oluşturarak sermayenin önünü açmaya çalışmayın!.. En azından bu alanda sermayenin pervasızlığına ve aç gözlülüğüne siyasiler,sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve emekten yana olanlar hep beraber dur diyelim.
Eğer 6197 sayılı yasamız Eczacı-Eczacı ortaklığını kabul eder şekilde çıkarsa HİZMETİ DURDURURUZ… Ve bunun sorumlusu da asla bizler olmayacağız. Siyasi iktidar , ne adına bu hizmetin durduğunun cevabını halkımıza anlatır.
Biliyoruz .. bizi ayrıştırmak isteyeceksiniz !.. Gücümüzü parçalayıp , bölmek ve bizleri güçsüz bırakmak isteyeceksiniz!.. Başka türlü bu modelin hayata geçme şansı yok… Ama bunu bizlerde biliyoruz ve asla başaramayacaksınız !..
Biz öyle bir kitleyiz ki … Evet dünyaya farklı noktalardan bakan, farklı siyasi görüşleri olan meslektaşlarımız var , çok da doğal… Biz bu farklılıkları zenginliğimiz olarak görürüz. Ama iş Halk Sağlığını korumak ve eczacıların haklarının savunma noktasına geldiğinde hepimiz tek bir yumruk gibi oluruz…
Çünkü varolmanın dayanışmadan, ortak hareket etmeden ve doğruları savunmaktan geçtiğini biliyoruz.
Değerli meslektaşlarım ;
Bizlere yıllardır dayatılan, bizleri bezdiren, mesleğine yabancılaştıran, tüm bu uygulamalardır… Ama hepsi değişebilir!.. Yeter ki meslek örgütümüzü yok sayan anlayışa gerekli dersi verelim ve eczacı-eczacı ortaklığını kabul etmeyeceğimizi haykıralım… Bizler şu anda elimiz güçlüyken sessiz,edilgen bir tavırla olanlara seyirci kalırsak, mesleğimizi kendi ellerimizle sermayeye teslim etmiş olacağız… Bu gerçeği hepimizin iyi bildiğini biliyorum… Mesleğe ve meslektaşına ihanet etmiş yaftasını hiçbir eczacı giymeyecektir. Bu mücadelenin bir emek ve ekmek mücadelesi olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bizler dün olduğu gibi bugün ve yarınlarda da , Halk Sağlığını korumaya ve savunmaya , mesleğimizi yüceltmeye , ülkemize istihdam sağlamaya ve halkımıza nitelikli ilaç hizmeti vermeye devam edeceğiz.
Bu gerçeği bilmeyenlere selam olsun…