YAP – BOZ
YAP – BOZ
Gün geçmiyor ki yeni bir uygulama medya gündemine düşmesin. Gün geçmiyor ki yönetmelik değişmesin. Sağlık sektöründe, hastanelerde, eczanelerde bu yeni uygulama vatandaşın karşısına çıktığında ne yapacağını şaşırıyor. Hoş tabii şaşıran sadece vatandaş değil, doktor, eczacı, sağlık çalışanları da benzer duyguları paylaşıyor. Hatta Sayın Sağlık Bakanı dahi bu şaşırmadan nasibini alıyor, gazetecilerin önünde kurmayları ile tartışıp kendi imzaladığı yönetmeliklerden yeni haberi oluyormuşcasına vatandaşa farklı yorumlar getiriyor; günde sadece bir doktora muayane olabilen vatandaş, farklı bir hastalığı varsa o gün niçin başka bir doktora daha muayene olup olamayacağını sorduğunda, sayın Bakan "olmaz öyle şey" diyor, ama kendi imzaladığı yönetmelik öyle maalesef.
Özel hastanelerden herkes yararlanacak diye başlayan söylem, "tabii parası olursa"ya dönüştü. Zira hastalıklara fix menü uygulaması, özel hastanelerin fahiş " fark" talepleri ile sonuçlandı. Farkı ödemeyene hizmet yok. İzmir'de geçtiğimiz hafta fark ödemeyen hastalara hizmet vermeyen 5 özel hastane para cezasına çarptırıldı. Ancak bu uygulama Türkiye'de sadece İzmir'de var. Özel hastane yöneticileri şimdi kara kara düşünüyor ne yapacağız diye.
Devlet tarafından ödenmeyecek ilaç listesi hergün kabarıyor. Hani SSK'lı vatandaş doktorun yazdığı ilaçları, sıra beklemeden, istediği eczaneden temin edecekti? Tabii aslında yine temin edebilir, ama tabii parasıyla. Uygulamada birçok aksaklığın çıkacağı şimdiden belli aile hekimliği uygulaması da ayrıca 2007'de bizi bekliyor. IMF bu hafta bilmem kaçıncı stand by için Türkiye'de. Hangi sosyal yardımlara tırpan gelecek, hep beraber göreceğiz.
"Sağlıkta dönüşüm" projesi adı altında Dünya Bankası desteğinde, IMF'nin yol göstericiliğinde devlet sağlık hizmetlerinden kaçıyor.Sosyal devlet olmanın birincil şartı eğitim ve sağlıkta devletin atandaşının yanında olması değil midir? Sayın Başbakan, Maltepe Üniversitesi'nin 2006-2007 açılış töreninde "Bütün incelikler aslında devletimizin şu dört özelliğinde yatıyor; demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti. Biri olmadığında bu eksik devlettir, ikisi üçü olmazsa çok daha eksik, dördü de olmazsa zaten yok." derken çok doğru tespitte bulunuyor. Ancak bu eksik olmaması gereken kavramlara bakarak devlet acaba hangi inceliklerden yoksun yaşamını sürdürmeye çalışıyor diye insan sormadan edemiyor. Yani siz öyle söylediniz diye devlet sosyal devlet olmuyor. O devlet sosyal mi değil mi uyguladığınız politikalarla belirleniyor. Son hızla "zaten yok"a doğru sürüklenen devlet, daha ne kadar dayanır sizce?
Bakıyoruz, Sağlık Bakanlığı, sağlıkta dönüşüm projesinin tüm illerdeki incelemesini yapması için Saha Koordinatörü" kadrosu açıyor. Bu koordinatörler Başbakandan, Cumhurbaşkanından daha fazla aaş alarak, sağlıkta dönüşüm projesinin akıbetini raporlayacaklar. "Aile Hekimliği , Genel Sağlık igortası'na geçiş ile ilgili koordinasyonu sağlamak, hastanelerin özerk hale getirilmesi faaliyetlerini izlemek, Bakanlığın projelerinin saha değerlendirmesini yapmak, sağlıkta dönüşüm projesinin idişatını incelemek, bölgesinde gelişmelerle ilgili baş koordinatöre ve Sağlık Bakanlığı'na aylık rapor vermek" olarak görevleri tanımlanan bu koordinatörler 6-7 bin dolar maaşla çalışacaklar, hatta bununla ilgili Dünya Bankası'ndan 3,126 milyon dolar kredi alınmış bile.
Bu paralara yazık değil mi? Dönüp, sağlıkta dönüşüm projesi içindeki bilfiil çalışan personeline sorsan almaz mı? Tabib Odaları, Eczacı Odaları, diğer sağlık çalışanlarının odaları ve üst birlikleri, ne yaptınız da devlet size hiç güvenmiyor? Sağlıkta dönüşüm projesinin aksaklıkları, yanlış uygulamaları ve Türkiye'ye uyumu konusunda hiç mi alternatif projeniz yok? Yoksa sizler de bu projeden nemalanarak projenin bir parçası mı oldunuz? Ya da sessizliğiniz bu projeye destek verdiğiniz anlamına mı geliyor? Sistemden yararlanarak defolu hale geldiğiniz için, hesap dahi soramıyor musunuz? Yoksa devlet size onun için mi güvenmiyor? Ülkenin seçim sath-ı mahalline girdiği şu günlerde ülkemiz şartlarına uygun bir sağlık sistemi projesi öneriniz yok mu? Sağlık çalışanları size sesleniyorum. Sesimi duyan var mı?