DENİZLER ÖLMEZ
6 MAYIS 1972 – 2010 38 YIL
6 Mayıs 2010 Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ın idam edilişlerinin 38. yıldönümüydü.
Onlar 68 kuşağının yiğit yurtsever öğrencileriydiler. 68 kuşağı tüm dünyada hukukun üstünlüğünden, sosyal adaletten, tam bağımsızlıktan yana olan, emperyalizme ve sömürüye karşı çıkan, antifaşist bir simge kuşak olmuştur.
Bu hareket Fransa merkezli Avrupa’dan çıkmış ve tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkilemiştir. Ülkemizde 61 Anayasası’nın da sağladığı demokratik ortamın da etkisiyle tüm yurda yayılmıştır.
Avrupa’da 68 kuşağının önderleri demokratik hoşgörü ortamı içinde bugün ülke yönetimlerinde söz sahibidirler.
Denizler o tarihlerde emperyalizmin, kurulu düzen içinde partisel mücadele ile alt edilemeyeceği düşüncesinde idiler. Onların ikinci bir kurtuluş savaşıyla emperyalizmin yok edileceğine inançları vardı.
Bağımsızlık savaşlarını durduracak hiçbir silahın olamayacağını, en güçlü silahın halkın bağımsızlık ve kurtuluş savaşları olduğunu söylemekteydiler. Onlar bu ülkü uğruna gencecik yaşta hayatlarını verdiler, onlar saf, temiz ve pırıl pırıldılar.
6 Mayıs 2010 tarihi aynı zamanda AKP’nin anayasa değişikliği paketinin TBMM’de kabul edildiği gündür.
Mecliste sabahlara kadar yapılan anayasa tartışmalarında, toplumun hiçbir kesimiyle uzlaşmadan tek başına anayasayı değiştirmek isteyen AKP iktidarı ki onlar kendilerini olası yüce divana götürecek süreçte kendilerinin seçtiği bir anayasa mahkemesi oluşturmak istemektedirler.
Bu görüşmelerde Denizlerin adlarını kullanarak onların toplumdaki sempatilerini de sömürmek istemektedirler.
Denizler o dönemde anayasa saygı yürüyüşlerinde sopalarla dayak yemiş insanlar olmasına rağmen; mahkemece T.C. Kanununun 146/1 maddesi gereği Anayasal düzeni zorla değiştirmekten idam edilmişlerdir.
Onlar ki emperyalizme karşı mücadelelerinde Amerikan 6. filosunu Dolmabahçe’de denize dökmüş insanlardır.
Bugünkü hükümet ise Amerikan emperyalizmiyle iç içedir.
Ülke yönetirken emirleri oradan almaktadırlar.
Başbakan Amerikan emperyalizminin Ortadoğu’daki eş başkanıdır.
Başbakan ve diğer AKP milletvekilleri Denizlerin ve o dönem devrimci gençlik kadrolarının düşünce ve eylemlerini bilmezmiş gibi yalandan timsah gözyaşları dökmektedirler.
Onlar; bugün AKP’nin işbirliği yaptığı emperyalist ülkelere karşı mücadele etmiş ve o uğurda hayatlarını kaybetmişlerdir.
Başbakan ve iktidar milletvekilleri öyle konuşuyorlar ama; devri iktidarında bu devrimcileri anmak isteyen insanlar, kanunsuz gösteri yaptıkları ve “teröristleri” övdükleri gerekçesiyle, kolluk güçleri tarafından engelleniyor ve tutuklatılıyorlar.
Hükümet eğer bir şey yapacaksa anma toplantılarını engellemesin ve diğer idam edilen DP’liler gibi itibarlarını iade edecek yasaları çıkarsın.
Ülkesinin halkını sevmenin ve emperyalizme karşı çıkmanın dışında hiçbir suçu olmayan Denizlerin sevgisi toplumda giderek artarken, onu idam eden mahkemenin hükümetin ve meclis üyelerinin bugün esamesi bile okunmamaktadır. Üç fidanın ruhları şad olsun.
68 Kuşağı döneminde ve devamında eğitim gören eczacılık öğrencileri de; emperyalizme karşı çıkmış o dönemde ilaç tekellerine karşı çıkarak İLAÇ SÖMÜRÜSÜNE HAYIR yürüyüşleri düzenlemiştir. İşte o günlerde öğrenci olan ilerici eczacılar, meslek hayatına atıldıklarında, çağdaş eczacı kadrolarını oluşturdular. İlacı ve sağlığı sorgulayarak, bu alandaki soygunları gözler önüne sermişlerdir.
Daha sonra meslek hayatına atıldıklarında ise, 70’li yıllarda ilaç tekellerince hayata geçirilen, bugünün benzeri, yok edilmek istenen eczacılık mesleğini yaşatmak adına, 68 hareketlerinin etkisi ile kazandıkları sadece kendini değil toplumsal yararı gözeten, insanı öne çıkaran dünya görüşleriyle ve o dönem birtakım çevrelerin şirket depoları açmak istemelerine karşı, demokratik katılımcı, bölüşümcü, eşitlikçi ecza kooperatifçiliğini hayata geçirmişlerdir. Bu vesile ile başta ecza kooperatiflerini ilk kuran Neşe Gülersoy’u ve ecza kooperatiflerinin kurumlaşmasını sağlayan Işık Boyacıgiller’i ve toplumcu düşünceleri nedeniyle öldürülen Naci Doğan’ı saygı, minnet ve rahmetle anıyorum. Her üçü de bu ülkü adına hayatlarını kaybettiler.
Bugün ecza kooperatiflerinin eczacılık mesleğinin bugünlere gelmesinde olumlu katkısı olduğuna inanıyorsak -ki ben bütün kalbimle inanıyorum- bunda 68 kuşağının ve bu dönemde yetişen toplumsal faydayı önde tutan eczacıların ve bu harekete öncülük eden ve bu uğurda hayatlarını feda eden Deniz Gezmiş ve tüm dava arkadaşlarının büyük katkısı vardır.
Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.