Yargılanmayı bekleyen dönem
YARGILANMAYI BEKLEYEN BİR DÖNEM…
Bugün 12 Eylül darbesinin 26.yıldönümü.Ülkenin toplumsal ve siyasal yaşamında derin izler bırakan ,etkisini bugünde hala devam ettiren bir siyasal dönemin adı
Türkiye’yi 12 Eylül’e götüren sürecin hikayesi bu kısa yazıya sığmayacak kadar uzun. Emperyalizm’e bağımlı bir ülke. Sınırlı toplumsal haklar bile egemen çevreleri rahatsız ediyor.Ne yönetilenler nede yönetenler memnun sistemden.Ekonomik darboğaz geniş kitleleri her gün daha çok yoksullaştırıyor.Kitleselleşen sivil muhalefet sistemi tehdit ediyor.İşte tamda bu noktada 24 ocak kararları devreye sokuluyor.Toplumsal faturası oldukça ağır yeni bir ekonomi politika ile emekçiler bakımından kemerlerin sıkıldığı bir dönem başlıyor.Ancak bu ekonomi politikanın uygulanabilirliği sınırlıda olsa demokrasinin kurallarının işlediği anayasal bir düzende olanaklı değil . Otoriter bir sistemde ancak böylesi bir ekonomi politika sürdürebilirdi..Nitekim 24 ocak kararlarının üzerinden 6 ay geçmeden 12 Eylül askeri darbesi gerçekleştirildi.12 Eylül rejimini meşrulaştırmaya dönük öne sürülen tüm gerekçeler ne haklıydı nede gerçeği yansıtıyordu.Darbenin toplumsal sonuçları bunu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
Darbeyle birlikte tüm toplumsal haklar askıya alındı.Temel hak ve özgürlükler rafa kaldırıldı.Yargı bağımsızlığı,yargı güvencesi yok edildi, edebiyata, müziğe, resme, mizaha, sinemaya, basına özetle yaşamın her alanına yasaklar egemen oldu.Devlet otoritesinin egemen olduğu,bu uygulamalara muhalefet eden herkesin devlet otoritesiyle karşı karşıya kaldığı koyu bir baskı ve gericilik dönemi başladı….
12 Eylül’ün 26.yıldönümü nedeniyle 78’liler derneğinin yayınladığı rapor bu gerçeği yansıtan çarpıcı örneklerle dolu.
Rapor 12 eylül döneminde;
650 bin kişinin gözaltına alındığı,1 milyon 683 bin kişinin fişlendiği,230 bin kişinin yargılandığı,7 bin kişi hakkında idam istemiyle dava açıldığı,517 kişiye idam kararı verildiği,49 kişinin idam edildiği,14 bin kişinin vatandaşlıktan atıldığı ve 30 bin kişinin ülkeyi terk etmek zorunda kalarak siyasi mülteci konumuna düştüğü
Ayrıca aynı dönemde,
937 filmin yasaklandığı, 23bin 667 derneğin kapatıldığı,3 bin 854 öğretmenin,120 üniversite öğretim görevlisinin ve 47 yargı mensubunun görevine son verildiği,7 bin 233 devlet memurunun sürgüne gönderildiği de yer alıyor.
İşte darbenin ağır faturası…..
Bunca ağır faturayı topluma ödettiren darbeciler ise adı geçici ama kendisi kalıcı olan geçici 15. madde marifetiyle kendilerini güvenceye almayı da unutmuyorlar.Bu nedenle üzerinden 26 yıl geçmiş olmasına karşın darbeciler hala yargı önüne çıkarılamadı.Şu bir gerçek ki
12 Eylül Rejimi ile yüzleşmeden ne siyasetin normalleşmesi nede demokrasinin yerli yerine oturması olanaklıdır.