GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK – III
İÇEM ve ön seçim sürecini değerlendirdikten sonra sıra bir başka gerçekle yüzleşmeye geldi.
Günlerdir bir internet sitesinden şahsım ve başkanı olduğum Çağdaş Eczacılar Derneği’ni hedef alan yazılar yayınlanıyor. Çağdaş Eczacılık Hareketi’ne karşıtlığı ile bilinen bu internet sitesi, İstanbul Eczacı Odası’na ve Çağdaş Eczacılık Hareketi’ne muhalefet edenlerin siyasi kıblesi olmuş durumdadır. Eczacının Sesi Grubu’nun Başkan Adayı, İstanbul Eczacıları Grubu’nun Başkan Adayı tüm muhalifler orada buluşmuş, koro halinde aynı türküyü söylüyorlar.
Çağdaş Eczacılar Derneği’nin 11 kişilik yönetim kurulundan bir arkadaşımız istifa ediyor, bu gelişme söz konusu internet sitesinde “Çağdaş Eczacılar Derneği’nde Deprem” diye manşete çıkıyor. Sansasyonel haber üretmede bir hayli becerisi olan bu internet sitesi üstlendiği işlevini sürdürüyor! İstifaların gerekçelerini yazmışlar arkadaşlarım, bence haklı bir gerekçe değil. Benim www.ced.org.tr’de yayınlanan 22 Temmuz seçimlerine ilişkin değerlendirme yazımı gerekçe gösteriyor bu arkadaşlarım. Yazı, Çağdaş Eczacılar Derneği internet sitesinde var, dileyen meslektaşım detayını öğrenebilir. Yazıda özet olarak yapılmak istenen seçimin objektif bir analizidir. AKP’nin seçim başarısının, CHP ve diğer siyasi partilerin başarısızlığının nedenlerini sorgulayan bir yazı. Ayrıca bu yazımda Baskın Oran ve Ufuk Uras’ta ifadesini bulan, siyasetin ezberini bozmaya dönük bağımsız sol çıkışı anlamlı bulduğumu yazıyorum.
Yazının ana fikri, solun 22 Temmuz seçimlerinden çıkaracağı derslerdir. Halkın gerçek gündemi olan işsizlik, açlık, yoksulluk, gelecek güvencesi, sosyal güvenlik gibi temel sorunlar üzerinden sürdürülen bir muhalefetin, ekonomik, sosyal sorunlara, demokrasiye ve özgürlüklere ilişkin projeleri, programı ve söyleyecek sözü olan sol bir hareketin ancak başarılı olup, varoşlarla buluşabileceğini tespit ediyoruz ve toplumdaki demokrasi ve değişim özlemlerinin solda bir rönesansla karşılığını bulacağını söylüyoruz.
Bu yazıdan AKP’nin desteklendiği gibi bir sonuca ulaşmak bilerek yapılmıyorsa hiç de hak edilmiş bir eleştiri değil.
Bu düşünceler Çağdaş Eczacılar Derneği’nin değil benim özgün düşüncelerim ve de kendi köşemde yazıyorum.
Herkesin düşüncelerini özgürce ifade etme özgürlüğü olduğu gibi istifa etme özgürlüğü de var. Ancak zemini doğru seçerek. İstifa zemini internet siteleri değil, Çağdaş Eczacılar Derneği’nin yetkili organlarıdır.
Ya bu istifaları alkışlayan İzmir Eczacı Odası’nın Sayın Yöneticilerine ne demeli? Bir örgütün iç işlerine (işinize geliyor diye) dışarıdan teşekkürname ile müdahale etmek Çağdaş Eczacılık Hareketi’ne yıllarca öncülük, yoldaşlık etmiş bir eczacı odasının geleneğine yakışıyor mu hiç?
İzmir Eczacı Odası’nın Sayın Yöneticilerine kısa bir hatırlatmada bulunayım. “Hafızayı beşer nisyan ile maluldür” derler. TEB Başkanı Mehmet Domaç, İstanbul Eczacı Odası Delegasyonu’ndan Çağdaş Eczacılar Meclisi’nin demokratik iradesi ile tasfiye edildikten sonra ona canhıraş sahip çıkan Odalardan biri de İzmir Eczacı Odası’ydı.
TEB’de oluşan tabloda ve Mehmet Domaç’ın AKP’nin siyaset kulvarına dümen kırmasında onların da sorumlulukları var. Sorulacak bir hesap varsa önce İzmir Eczacı Odası üyesi meslektaşlarımıza ve Türkiye Eczacılık Hareketi’ne bunun hesabını versinler. Bu konuda ciddi bir sorgulanmaya ihtiyaçları var.
Tam bir tribün şova dönüşen diğer istifalara gelince…
Neredeyse 5-6 yıldır Çağdaş Eczacılar Derneği’nin kapısından içeri girmeyen Eczacının Sesi Grubu’nun başkan adayı Hakan Gençosmanoğlu meslektaşımız aynı gerekçeleri ileri sürerek dernekten istifa ettiğini açıklıyor. Hani bir söz var ya “Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok.” Sayın Gençosmanoğlu’nun üyeliği de öylesine bir üyelik. Şimdi bu göstermelik üyeliği istifaya dönüştürüp, İstanbul Eczacı Odası’nın seçimlerinde malzeme olarak kullanmak istiyor.
İstanbul Çağdaş Eczacılar Meclisi’nin demokratik kurallarını çiğneyerek, çağdaş hareketi bölmeyi amaçlayan bu arkadaşlarımız bunun faturasını benim üzerimden siyaset yaparak Çağdaş Eczacılar Derneği’ne ve İstanbul Eczacı Odası’nın Çağdaş kadrolarına çıkarmak istiyorlarsa gerekçe de yanlış, adres de yanlış, yöntem de.
15-16 Eylül’de Çağdaş Eczacılar Derneği’nin değil İstanbul Eczacı Odası’nın seçimleri var. Kendilerine hatırlatırım… Tribün şova dönen istifalardan biri özellikle dikkatimi çekti. İstanbul Eczacıları Grubu Başkan Adayı meslektaşım Zeliha Yılmaz. O da Eczacının Sesi Grubu Başkan Adayı meslektaşımla aynı gerekçeleri ileri sürerek internet üzerinden dernek üyeliğinden istifa ediyor.
Daha iki yıl önce farklı bir kulvara savrulduğu için Çağdaş Eczacılar Derneği ve Çağdaş Eczacılık Hareketi kendisi ile yollarını ayırmışken bugün istifa ettiğini açıklıyor. “Günaydın” doğrusu…
İlginçtir İstanbul Eczacı Odası seçimlerinde Çağdaş Eczacılık Hareketi’ne muhalefet eden her iki grup başkanı da aynı internet sitesini kullanıyor ve Çağdaş kadrolara karşı karalama kampanyalarını birlikte yürütüyorlar.
O internet sitesinin bir önceki İstanbul Eczacı Odası seçimleriyle ilgili yayın arşivleri bir ortaya dökülüverse de, o dönemde Çağdaş Eczacılık Hareketi’nin içinde olup bugün ayrılan Eczacının Sesi Grubu’nun baş editörleri için neler yazılmış hep beraber görsek…
Hatırlayın 2005 yılı İstanbul Eczacı Odası seçimlerini. İstanbul Eczacılar Grubu’nun o seçimlerdeki adı Gelişim Eczacılar Grubu. Bugün “İstanbul Eczacıları Grubu” Başkan Adayı olan meslektaşım Zeliha Yılmaz 2005 seçimlerinde “Gelişim Eczacılar Grubu”nun Yönetim kurulu listesinde. Gelişim Eczacılar Grubu listesi tam bir gruplar ittifakı. Kimi ararsanız var içinde. Çağdaş Eczacılar’a karşı tam bir cephe birliği. İdealist Eczacılar Grubu, AKP’li Dayanışma Grubu, Ulusal Eczacılar Grubu’nun bir kanadı. Burada bir dipnot düşerek Ulusal Eczacılar grubu’ndan Avni kurtuldu ve arkadaşlarının sağduyulu davranışlarının da altını çizmek gerekiyor. Düşüncelerimiz farklı da olsa 2005 seçimlerinde sağduyulu bir tutum gösterdiler.
Çağdaş Eczacılar’a karşı bir cephe hareketinden söz ettik. Bu arada bu ittifakın mimarını unuttuk. TEB Başkanı Mehmet Domaç. Onun gölgesi de bu listenin arkasında duruyordu.
Değerli meslektaşım Zeliha Yılmaz, Çağdaş Eczacılar Derneği’nden istifa ederken yazılı açıklamasında ılımlı İslam modellerinden söz ediyor. 2005 yılında İstanbul Eczacı Odası seçimlerinde AKP ile aynı frekansta politika üreten Dayanışma Grubu’nun önde gelen isimlerinden Ecz. Murat Akbıyık ile Gelişim Eczacıları Grubu’nun listesinde birlikte olduğunu unutmuş galiba. Biz buradan kendisine hatırlatalım.
Sayın Yılmaz bir dönem önce yaptıklarınızı yanlış buluyorsanız gerçeklerle yüzleşme cesaretini göstermenizi beklerim sizden. En azından eczacı kamuoyuna bir özeleştiri borcunuz var.
Bir işte iddialı olabilmek için önce ilkelerden ve düşüncelerden ödün vermeden, savrulmadan doğru bir yerde durma becerisi göstermek, eczacı kamuoyuna güven vermek gerekiyor.
İstanbul Eczacıları Grubu adı altında bugün durduğunuz yerin de dünden çok farklı olmadığını düşünüyorum. Mehmet Domaç’ın gölgesinin yine arkanızda olduğundan kuşkum yok. Düşüncesi birbirleriyle örtüşmeyen gruplarla bir aradasınız. Hangi düşünce bütünlüğü içinde yönetim olacaksınız ve eczacı kamuoyuna hangi ilkeler ve programla güven vereceksiniz?
Her iki grubun değerli başkan adayları benim size doğru gelmeyen düşüncelerim için başkanı olmaktan onur duyduğum Çağdaş Eczacılar Derneği’nden istifa edecek kadar düşünce özgürlüğüne karşıt tutumunuzla yarın İstanbul Eczacı Odası Başkanı olsanız farklı düşünen meslektaşlarınıza karşı nasıl eşit ve adil bir yönetim becerisi göstereceksiniz doğrusu merak ediyorum!
Devam edecek…