YEREL SEÇİMLERİN ARKASINA SARKAN “GÜNDEM”!
Yerel seçimler geride kaldı. Hükümet kendisi için baş ağrısı olacak sorunları 29 Mart Yerel Seçimlerinin sonrasına ertelemesine rağmen beklediği toplumsal desteği bulamadı. Seçimlere siyasi liderlerin ağız dalaşı damgasını vurdu. Yerel yönetim sorunlarının pek azı gündemde yer aldı. Ülkenin temel siyasi, sosyal ve ekonomik sorunları da gündemde yoktu. Hiçbir lider işsizliğe, yoksulluğa, açlığa kalıcı çözümler üretemedi. Ülkenin Ergenekon benzeri çetelerden temizlenmesi, şeffaflaşması, demokratikleşmesi de liderlerin gündeminde yoktu; 12 Eylül rejimi ve anayasası da… İçeriği boş bir seçim süreci yaşadık.
Seçim sonrasına ötelenen sorunlardan biri de IMF ile yapılacak anlaşma idi, onca efelenmelerine rağmen anlaşma yeninden gündemde, son rötuşları yapılıyor. Bu paketin içerisinde nelerin olabileceğini tahmin etmek hiç de zor değil. Kemerleri sıkma politikaları devam edecek, krizin faturası yine alt gelir grupları ödeyecek. Yeni IMF anlaşmasının hiç kuşkusuz sağlık alanına da yansımaları olacak. Sağlıkta tasarruf politikaları ve buna paralel olarak kamu ilaç alım koşullarına dönük yeni düzenlemeler sorun üretmeye devam edecek.
İlacın ve eczacının gündemini işgal edecek dosyalarda yeniden açılıyor. Önümüzde, mesleğimizi çok yakından ilgilendiren yasa tasarıları var. OTC ve ilaçta reklama dönük hazırlıklar el altından sürdürülüyor. Yerel seçim sonrasında bu sürecin hız kazandığı görülüyor. “ForYou” marketler zincirinin vitrinlerini süslemeye başlayan “DrugStore” mağazalarının açılış reklamları bu gelişmenin habercisi gibi. Bu tür adımlarla eczacıların tepkisini ölçmek istiyor olabilirler. Asıl ilginç olan ise sağlık otoritelerinin 1262 sayılı yasaya rağmen bu sürece seyirci kalmalarıdır. DrugStore’lar dünyada ilaç satan mağaza zincirleri olarak biliniyor. Tarım Bakanlığı ruhsatlı ilaçlarla başlayan bu süreç OTC kapsamında ki ilaçlarla devam edecek. Minareyi çalan kılıfını da hazırlıyor. 1262 Sayılı Tıbbi ve İspençiyari Müstahzarlar Yasası en büyük engel olarak duruyor. DrugStore’lar bu yasaya rağmen ilaç satamazlar. Ayrıca ilaçlarda kare kod uygulamasına paralel olarak ambalaj yönetmeliği de değiştiriliyor, ilaç kutularında fiyat kupürü bulundurma zorunluluğu da kaldırılıyor. Bunun içinde yine 1262 sayılı yasanın değişmesi gerekiyor. Yasayı bir şekilde değiştirecekler, gelişmeler bunu gösteriyor.
6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Yasa Tasarısı, 21 Aralık mitinginin engeline takıldı ancak, tehlike tümüyle geçmiş değil. Eski TEB Başkanının Ege Eczacılık Günleri’nde “yasa, ya ortaklık şekliyle çıkar ya da çıkmaz” söylemi bu tehditin devam ettiğini gösteriyor.
Keşke bu cesaretli sözlerini TEB Başkanı olduğu dönemde söyleyebilseydi!
İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Yasa Tasarısı’na dönük hazırlıklar da son aşamasında. Bu tasarıyla Sağlık Bakanlığı’nın ilaç üzerindeki otoritesi kalkıyor. Çok uluslu ilaç şirketlerinin denetiminde yeni bir ilaç düzeni kuruluyor.
Eczacı ve eczane vizyonunun önemli ölçüde değiştirildiği, eczanelerin ilaç satış yerleri olarak tarif edildiği yeni bir meslek konsepti yaratılmak isteniyor. Bir yandan güncel sorunlarla dolu bir gündem, öte yandan ilaç ve eczacılık alanına dönük temel değişiklikler…
Bu sıkışık gündem içerisinde gelişmeleri sağlıklı analiz etmek, yeni ilaç ve eczane konseptine karşı bilinçli bir tutum almak zorunda olduğumuz bir süreci yaşıyoruz. Bunun içinde daha çok duyarlılığa, dayanışmaya ve örgütlü mücadeleye ihtiyaç var.