AB, işlenmiş gıdaları daha sağlıklı hale getirmeyi araştırıyor
Bir yandan obezite Avrupa çapında giderek yaygın hale gelirken, dondurulmuş pizza gibi popüler fast food ürünleri de aşırı miktarda şeker, tuz ya da yağ içermeye devam ediyor. Bu gidişatın önüne geçmek isteyen Komisyon, sorunun üstesinden gelmek için 2007 yılında bir strateji belirlemişti.
Ancak şekerin yerini alan, düşük kalorili tatlandırıcı aspartam gibi ikame maddelerin kendileri de mercek altına alınmış durumda.
Europan Research Media Centre’a konuşan Biozoon Food Innovations şirketinin sahibi Matthias Kück, ‘Bu yoldan ayrılmak istedik’ dedi.
Kück, şirketinin hazır yemeklerde katkı maddesi kullanmadan şeker, tuz ve yağ oranını düşürecek yeni gıda işleme teknolojileri geliştirmeyi hedeflediğini söyledi ve ‘Teknolojik prosedürleri kullanarak, yeni gıdalardaki duyusal algıları geleneksel gıda ürünlerindekilerle eşit hale getirmek istiyoruz’ dedi.
Kück aynı zamanda AB finansmanlı Pleasure projesinin de koordinatörü. Proje özel olarak sosis, mozzarella, pizza hamuru ya da domates sosu gibi farklı gıda gruplarını temsil eden ürünlere yoğunlaşıyor.
Proje üstünde çalışan bilim insanlarının araştırdığı, halen patent bekleyen teknolojik çözümler arasında elma suyundaki şekeri azaltmaya yönelik enzimatik ve fermentasyon uygulamaları da yar alıyor.
Diğer yaklaşımlar arasında yüksek hidrostatik basınç ya da yeni bir tür homojenleştirici kullanan uygulamaları da yer alıyor. Bunların ikisi de tuz veya yağın dağılımını geliştirerek bu ürünlerin kullanımını yüzde 30 oranında azaltmayı hedefliyor.
AB kanunlarına göre bir gıda ürünün ‘azaltılmış’ etiketiyle satışa sunulabilmesi için o maddenin benzer ürünlere oranla en az yüzde 30 oranında daha az kullanılması gerekiyor.
Tüketici beğenisi
Uzmanlar, işlenme sürecinde maddelerin daha iyi dağıtılabilmesi halinde gıda ürünlerinin daha az tuzla da lezzetli olabileceğini söylüyor.
Potsdam-Rehbrücke’deki Alman İnsan Beslenmesi Enstitüsü’nün moleküler genetik departmanının başkanı Wolfgang Meyerhof, ‘Böylece insanlar gıdayı, aslında olduğundan daha tuzluymuş gibi algılayabiliyor’ diyor.
Hollanda’daki NIZO Food Research danışmanlık kuruluşunda içerik teknolojisi müdürü Fred van de Velde, gıda ürününün dokusuyla ilgili deneylerin yeni olmadığını belirtiyor.
Ancak van de Velde, tüketiciler katkı maddeleriyle ilgili olarak giderek bilinçlendiği için bir yandan katkı maddelerinden uzak dururken, aynı zamanda yağ, tuz ya da şekerden de uzak durmanın iki fayda birden getireceğini söylüyor.
Meyerhof, tüketici beğenisini kazanmanın zor olabileceğini, çünkü yağı azaltılmış ürünler bir süredir piyasada bulunmasına rağmen bunların tercih edilmediğini söyledi.
Meyerhof, ‘Tuz veya yağı nasıl algıladığımızı tam olarak bilmiyoruz bile, bu sebeple etkilemek zor oluyor’ dedi