Patent,Faydalı Model Kanun Tasarısı
PATENT VE FAYDALI MODEL KANUN TASARISI
Türkiye'nin istihdam ve rekabet gücünün artırılabilmesi için bölgesel asgari ücret, kıdem tazminatının düşürülmesi gibi tedbirler öneren IMF işten atılmaların kolaylaştırılması isteğine bulundu.
Sermayenin uluslararası güç kazanması ile, sermaye bir zaman sonra devletlerin iktidarlarının elini kolunu bağlayan, birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen bir derin iktidar halini aldı.
Türkiye'nin ekonomik politikaları artık uluslararası finans çevrelerince belirleniyor. Artık sağlığa, eğitime ne kadar kaynak ayrılacağı hükümetin kararı olmaktan tamamen çıkmış durumdadır.
Artık iktidar sahipleri ürünlerini tükettiğimiz, fabrikalarında çalıştığımız, büyük çokuluslu. şirketler, G8’ler, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), ve çeşitli yaptırımlar dayatarak faizle borç veren IMF.
IMF’in talimatı ile sağlıkta tasarruf yapma adına vatandaşın tedavi masraflarını kısan devet, uluslararası finans çevrelerinin marifeti ile çokuluslu şirketlerin çıkarlarını korumak için yasalar hazırlıyor.
Patent ve Faydalı Model Kanun Tasarısı hazırlandı.
“Ülkemizin taraf olduğu uluslararası antlaşmalardan ve Avrupa Birliği tam üyelik sürecinde müzakerelerde ortaya çıkan mevzuatın uyumlaştırılması” gerekçesi ile, Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı tarafından "Patent ve Faydalı Model Kanun Tasarısı hazırlandı.
Uluslararası Anlaşmaların Öncelikle Uygulanması
Tasrının 4. maddesinde- “Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmaların hükümlerinin bu Kanun hükümlerinden daha elverişli olması halinde 3 üncü maddede belirtilen kişiler, elverişli hükümlerin uygulanmasını talep etme hakkına sahiptir.” ifadesi yer alıyor..3. maddede belirtilen kişiler ise :“Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dahilinde başvuru hakkına sahip olan kişiler”
Yasa tasarının amacı: “Patent sahibinin buluşu gerçekleştirmek için yapmış olduğu çalışmaları ve harcamaları telafi etmesini ve ticari kazanç elde etmesini sağlamak için, koruma süresi boyunca tüm ticari çıkarlarının korunması amaçlanmıştır”. şeklinde açıklanıyor.Farmasötik ürünlerin patentleri uluslar arası ilaç tekellerinin elindedir.
UNDP (United Nations Development Program)’un 2006 raporuna göre HIV’li insan sayısı 40.3 milyona ulaştı.2005’de 3.1 milyon kişi AIDS’den öldü, bunların 500 000’i ise çocuktu.(1)
Güney Afrika’da 4.7 milyon kişi HIV/AIDS ile enfekte olmuşken, ilaç şirketleri TRIPS anlaşmalarına uymadığı için Güney Afrika hükümetine Patentli ilaçların ithalini durdurması için baskı yapmış ve mahkemeye vermiştir.(2)
– Kenya’da yetişkin nüfusun dörtte biri HIV-pozitiftir. Fakat %2’den azı antiretroviral tedavi alabilmektedir. Eğer Kenya crptococcal meningitis’in (HIV/AIDS ile birlikte seyreden fırsatçı bir enfeksiyon) tedavisinde kullanılan fluconazol adlı ilacı Tayland’dan ithal edebilseydi. yıllık tedavi maliyetini 3000 US dolardan 104 US dolara indirebilecekti. Fakat patent sahibi olan Pfizer bu ithalatın durdurulması için baskı uygulamıştır..(3) Kamu sağlığının korunması ve klinik çalışmaların desteklenmesi?Taslağın 6. maddesinde kamu sağlığının korunması amacı ile insan veya hayvan vücuduna uygulanacak cerrahi dahil tüm tedavi yöntemleri ile insan ve hayvan vücuduna uygulanacak teşhis yöntemlerinin patent verilerek korunamayacağı hükmü getirilmiştir.. Ancak 7. maddenin dördüncü fıkrası bu konuda ilaçlara bir ayrıcalık tanımaka ve “bilinen herhangi bir madde veya terkip, tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan bir tıbbi yöntemde kullanıldığında, bu madde ve terkibin patentlenebileceği” hükmü getirilmiştir. Yani aynı ilaç farklı bir farmasötik formda üretildiğinde yeniden patent alacaktır.Beşinci fıkrada, “tıbbi kullanımı bilinen herhangi bir madde veya terkip, tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan özel bir tıbbi yöntemde kullanıldığında, bu madde ve terkibin patentlenebileceği” hükmünü getirmektedir.Yani farklı bir endikasyonda kullanıldığında aynı ilaç yeni bir patent hakkı kazanacaktır.Bu düzenlemenin amacı, “insan ve hayvan sağlığı konusunda yeni ilaç aktif maddelerini patentlemenin yanı sıra, yapılan diğer araştırma ve geliştirme faaliyetlerini de teşvik ederek, mevcut kimyasalların ve ilaçların yeni tıbbi alanlarda kullanılabilmesi için yapılan çalışmaları desteklemek” olarak açıklanmaktadır.Burada amaçlanan klinik çalışmaların desteklenmesidir. Aynı kimyasal maddenin klinik çalışmalar sonucunda yeni kullanım, yeni dozaj formu, yeni formülasyon gibi her buluş ayrı bir patent olarak 20 yıl daha korunacaktır. Patent koruması ile ilaçların fiyatları insanların kullanma imkanını ortadan kaldıran seviyelere çıkmaktadır.Getirilmek istenen yeni değişiklik ile yapılacak kinik çalışmalar sonucu yeni endikasyon, dozaj formu gibi yeni farmasötik şeklin de 20 yıl daha patent ile korunması sonucunda jenerik ilaçların pazara çıkması engellenerek ilaca erişim daha zorlaşacaktır.Genel Bütçe içinde sağlığa ayrılan % 3 payın büyük bir kısmı, bu patentli pahalı ilaçların geri ödemesine harcanaktır. IMF direktifleri ile, yapılmak zorunda olan tasarruf ise diğer sağlık harcamalarını kısarak yapılacaktır..Zaten yetesiz olan sağlık hizmetleri durma noktasına gelecektir.. Giderek artan oranda yoksulluk sınırın altında yaşamaya mahkum edilen halkın, fiyatları EURO’ya göre belirlenen ilaçlara ulaşması imkansız hale gelecektir.Sağlık sadece parası olanların erişebileceği bir imtiyaz haline gelecektir.
Biz çağdaş eczacılar olarak, sağlıklı yaşamın ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkının, tüm bireyler için doğuştan kazanılmış bir hak olduğunu hatırlatarak, tüm insanlara sağlıklı yaşama hakkı verilmesi için devletin, şirketlerin çıkarları ve karları yerine halkların çıkarlarını korumasını istiyoruz.
Kaynaklar:
1- UNDP (United Nations Development Program) 2006 raporu
2- Oxfam Breif Paper; US Bullying on Drug Patents:One Year After DOHA
3- Patent Injustice:How World Trade Rules Threaten the Health of Poor People;Oxfam, February 2001