12 EYLÜL SORUMLULARI HESAP VERMELİ
Karanlığın, işkencenin, zulmün, gözaltında kayıpların, 'faili meçhul cinayetlerin, idamların, kaçarken vurulanların, kendini emniyetin üst kadarından atanların, parçalanmış ailelerin,açlığın,sefaletin,gözaltıların, tutuklanmaların, sürgünlerin hapis cezalarının 26'ıncı yıldönümü.
12 Eylül darbesinin üzerinden yirmi altı yıl geçti. Bu darbenin, bugün çirkin yüzü Ortadoğu'da iyice açığa çıkan ABD tarafından örgütlenip yönetilmiş bir operasyon olduğunu şimdi artık bilmeyen yok: ABD'nin önce Latin Amerika ülkelerinde denediği yöntemler Türkiye'de devreye sokuldu. İlerici, devrimci halk kesimlerine karşı uygulanan terörle, bir askeri darbeye giden yolun taşları örüldü. Darbeden önceki yıllarda, devletin gizli güçleriyle birlikte hareket eden sivil faşistler her yerde terör estiriyor, Abdi İpek-çi'den Server Tanilli'ye aydınlarımızı kurşunlu-yor, kahvehanelere, üniversite çıkışlarına, miting alanlarına silah ve bombalarla saldırıyordu. Örneğin, o dönemin faşist silahşörlerin-den olan Abdullah Çatlı yurtdışındayken yabancı servisler için çalışıp Papa suikastı gibi olayları örgütlemiş, uyuşturucu işinden hapse atılmış, sonra gizlice kaçırılmış ve ülkeye getirilerek, gizli devlet görevlisi olarak işlerine devam ettirilmişti.
İşte bu tür adamları eliyle yarattıkları cinayet ve katliamları bahane ederek gerçekleştirdikleri 12 Eylül faşizminin marifetleri ve ülkemize ve halkımıza karşı nasıl bir alçakça saldırı olduğu her geçen gün daha iyi görülüyor. Bu gün ülkemizde yaşanan bütün pisliklerin ve karanlık gidişlerin temelleri o dönemde atıldı.
Fethullah Gülen, Kenan Evren'in, seçmeli din derslerini 12 Eylül sonrasında zorunlu hale getirmekle çok yararlı bir iş yaptığını söyleyerek aynen şöyle demişti: "Bu iş öyle büyüktür ki, hiç sevabı olmasa da bu icraatı yeter, Evren cennete gidebilir." Bugün "laik cumhuriyet elden gidiyor" diye çırpınanlara " O zaman aklınız neredeydi?" diye sormak gerekmiyor mu?
Geçenlerde gerçek bir hukuk adamının anıları sayesinde, ülkesinin ve halkının mutluluğundan ve aydınlık geleceğinden başka hiçbir şey istemeyen bir devrimcinin, Veysel Gü-ney'in üzerine atılan suçu işlediğine dair hiçbir delil olmadan, bütün öteki 12 Eylül hukukunda olduğu gibi, nasıl uyduruk bir yargılamayla mahkûm edildiğini, nasıl hiçbir yasal gereklilik yerine getirilmeden idam edilip, ailesine bile haber verilmeden kimsesizler mezarlığına gizlice gömüldüğünü herkes öğrendi.
Bu adamlardan hiçbiri vicdanlarında, Günter Grass'ın çeyreği kadar bir pişmanlık bile hissedemiyor, tersine, ortalıkta utanmadan dolaşabiliyorlar. Hâlâ, ülkemizde darbe yapan generallerden hesap sormak Anayasa'ya göre yasaktır. Şili'de darbe yapan General Pino-şet'ye herkes "faşist diktatör" diyebiliyor, ama Türkiye'de ABD'nin yaptırdığı darbeye ve onun generallerine hâlâ sahip çıkılabiliyor.
Şimdi, eğer İstanbul'da 12 Eylül'ü kınamak için düzenlenen bir yürüyüş hâlâ polis marifetiyle engellenebiliyorsa, eğer Ankara'da aynı amaçla düzenlenen mitinge ancak birkaç bin kişi katılabiliyorsa, belki burada durup bir kere daha düşünmek gerekiyor.
12 Eylül solun ezilmesi ve sağın gelişmesi için emperyalizmin özel bir operasyonuydu. 12 Eylül Türkiye tarihinde ilk kez aşağıdan yukarıya kitleler içinde kök salarak gelişmekte olan devrimci hareketi parçaladı ve kendi bütünlüğünü ve gücünü yeniden toparlamasını önlemek için ciddi güvenlik önlemleri alarak insanları politikanın dışına sürükledi. Bu şekilde emperyalizmin hizmetindeki bir gericilik dalgasının yükselişinin önünü açarak Türkiye'ye en büyük kötülüğü yaptılar. Bu sayede bugün siyaset sahnesi bütünüyle gericiliğin ve egemen sınıfların elindedir.
Bu yüzden 12 Eylül'le hesaplaşmak bugün, emperyalizme ve gericiliğe karşı devrimci hareketin kitleler içinde yeniden kök salması için mücadeleyi içeren bugüne ait bir devrimci politik görevdir.
Kendilerine cennet vaat edilenlere cehennemin yolunu göstermenin yolu da budur;
Veysel'in ve 12 Eylül öncesinde/sonrasında kaybettiğimiz insanlarımızın çağrısı da budur!
Oğuzhan Müftüoğlu
11/09/06 Birgün Veysel'in çağrısı
1273 Toplam okunma 1 Bugün okunma