ODA BAŞKANLARI AİFD, İEİS VE DEPOCULAR DERNEĞİ İLE GÖRÜŞTÜ
10 eczacı odasını temsilen İstanbul Eczacı Odası, Bursa Eczacı Odası, Antalya Eczacı Odası, Zonguldak Eczacı Odası, Trabzon Eczacı Odası ve Kocaeli Eczacı Odası Başkanlarının İstanbul’da yaptığı görüşmelerde, eczacının talepleri her üç kurum yetkililerine yazılı olarak ayrı ayrı iletildi. Bu talepler üzerine kurum yetkilileriyle uzun süren görüşmeler ve tartışmalar yapıldı.
Pazartesi günü AİFD ile yapılan görüşmede şu talepler kendilerine iletildi:
- İthal ilaçlarda eczacıya tanınan vade en azından devletin eczacıya ödediği süre kadar olmalıdır. Kamu tarafından yapılan ödemeler en iyimser durumda 60–75 günü bulmaktadır. Optimal stok düzeyi ile çalışan eczanede dahi bir aylık stok düzeyi olduğu kabul edilirse, bir ay stoktan, 60 günde geri ödeme süresinden hesap yapıldığında 15-30-45 gün vade ile alınan ilacın 90 günde geri ödenmesi durumunda eczanelerin hizmeti sürdürme şansı yoktur.
- Geri ödeme dışına çıkarılan ilaçlar, depolar aracılığıyla firmalar tarafından geri alınmalıdır.
- Her ne nedenle olursa olsun, fiyatı düşen ilaçlar nedeni ile eczane stokunda oluşan zararlar karşılanmalıdır. Fiyatı düşen ilaçlar depodan alındığı koşullardan geri alınmalı ve yeni koşullarda eczaneye fatura edilmelidir.
- Yüzde 20’den sonra eczanelere yapılan iskontolar kaldırılmıştır. Bu iskontoyu kaldıran firmalar arasında üyeleriniz ağırlıklı sayıdadır. 2697 kalem ilaçta iskonto kaldırılmıştır, bu ilaçlar sıfır iskonto ile eczanelere verilmektedir. Bu rakam pazarın yüzde 41,5’ini oluşturmaktadır. Bu durum düzeltilmelidir.
- Son kullanma tarihi geçen ilaçların iade edilmesi konusunda bir sistem oluşturulmalıdır.
- 4. ve 5. dilimdeki 100 YTL’nin üzerindeki ilaçlarda bugünkü koşullarda eczacılar için mutlak bir zarar tablosu sözkonusudur. Bu ilaçlarda hizmet bu şartlarda sürdürülemez. Fiyat kararnamesi değişikliği gündemde iken düzeltilmelidir.
- Ürün fazlası uygulaması çoğunluğu oluşturan küçük ve orta-ölçekli eczanelerin kârlılığını düşürmektedir. Volümlü alışlarda MF’ler eczanelere tam olarak verildiği halde, az miktarda ilaç alan eczanelere ise MF verilmemektedir. MF’ler bölünebilir olmalı ve küçük eczanelere yansıtılmalı, dağıtım kanalları da bu konuda kendi başlarına davranmamalıdır.
Bu taleplerle ilgili uzun tartışmalar sonucunda AİFD Yönetim Kurulu Başkanı Altan Demirdere ve diğer Yönetim Kurulu üyeleri kendi firmalarının özellikle kısa vadeli ithal ilaçlardaki vadeyi 60 güne çıkaracaklarını ifade ettiler. Eczacıların taleplerini haklı bulduklarını da dile getiren AİFD Yönetim Kurulu üyeleri bu uygulamanın Derneğin diğer üyelerine de örnek oluşturabileceğini kaydettiler. 06.02.2007 tarihinde İstanbul Eczacı Odası’na Novartis firması tarafından gönderilen yazıda firmanın satış şartları ilan edildi. (Yazıyı görmek için tıklayınız)
6 Şubat Salı günü ise İEİS Genel Sekreteri ve Yönetim Kurulu üyeleriyle yapılan görüşmede, yukarıdaki 7 maddelik talepler listesi kendilerine de iletildi. Ancak talepler üzerinde yapılan görüşmeler eczacı açısından umut kırıcı olarak değerlendirildi. Yerli sermayeli ilaç firmalarını ülkenin geleceği ve toplum sağlığı açısından önemli bulan, korunması ve gelişmesi gerektiğine inanan eczacıların sorunlarına karşı duyarsızlıkları ve ellerinden bir şey gelmediğini ifade etmeleri, eczacı odası yöneticilerinde tepkiye neden oldu. İEİS Genel Sekreteri Turgut Toksöz eczacıların sıkıntılarının Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve ticari durumun doğal bir sonucu olduğunu iddia etti. Toksöz, büyük eczanelerin ayakta kalıp küçüklerin kapanmasının sürecin doğal sonucu olduğunu söyledi. Örneğin mal fazlalarının eczanelere dengeli ve eşit dağıtılması konusundaki talebin büyük tartışma yarattığı toplantıda, bu talebin karşılanmayacağını, alım gücü yüksek eczanelere mal fazlası verilirken alım gücü daha düşük olanlara ise verilmemesinin doğal olduğunu vurgulayan Toksöz bu konuda firmalara ve depolara herhangi bir müdahalede bulunamayacaklarını kaydetti.
6 Şubat Salı günü öğleden sonra Türkiye Depocular Derneği ile yapılan görüşmede ise, şu talepler kendilerine iletildi:
- İthal ilaçlarda eczacıya tanınan vade en azından devletin eczacıya ödediği süre kadar olmalıdır. Kamu tarafından yapılan ödemeler en iyimser durumda 60–75 günü bulmaktadır. Optimal stok düzeyi ile çalışan eczanede dahi bir aylık stok düzeyi olduğu kabul edilirse, bir ay stoktan, 60 günde geri ödeme süresinden hesap yapıldığında 15-30-45 gün vade ile alınan ilacın 90 günde geri ödenmesi durumunda eczanelerin hizmeti sürdürme şansı yoktur.
- 4. ve 5. dilimdeki 100 YTL’nin üzerindeki ilaçlarda bugünkü koşullarda eczacılar için mutlak bir zarar tablosu sözkonusudur. Bu ilaçlarda hizmet bu şartlarda sürdürülemez. Fiyat kararnamesi değişikliği gündemde iken düzeltilmelidir. Pazarın yüzde 80’ine sahip olan iki büyük dağıtım kanalı eczacılara hiç destek vermedi. Dağıtım kanallarının şartları esnekleştirmesi gerekiyor.
- Geri ödeme dışına çıkarılan ilaçlar, depolar aracılığıyla firmalar tarafından geri alınmalıdır.
- Yüzde 20’den sonra eczanelere yapılan iskontolar kaldırılmıştır. Bu iskontoyu kaldıran firmalar arasında üyeleriniz ağırlıklı sayıdadır. 2697 kalem ilaçta iskonto kaldırılmıştır, bu ilaçlar sıfır iskonto ile eczanelere verilmektedir. Bu rakam pazarın yüzde 41,5’ini oluşturmaktadır. Bu durum düzeltilmelidir. Dağıtım kanalları firmadan aldıkları iskontoyu eczanelere ayrım gözetmeksizin yansıtmalıdır.
- Ürün fazlası uygulaması çoğunluğu oluşturan küçük ve orta-ölçekli eczanelerin kârlılığını düşürmektedir. Volümlü alışlarda MF’ler eczanelere tam olarak verildiği halde, az miktarda ilaç alan eczanelere ise MF verilmemektedir. MF’ler bölünebilir olmalı ve küçük eczanelere yansıtılmalı, dağıtım kanalları da bu konuda kendi başlarına davranmamalıdır.
- Ekonomik sıkıntıya giren eczanelere dağıtım kanalları tarafından acımasız bir vade farkı uygulanmakta. Bu eczanelerin ekranları karartılıyor, ilaç verilmiyor, bir anlamda mesleki yaşamları bitiriliyor. Sıkıntıya düşen ancak iyiniyetle ve dürüstlükle borcunu ödemeye çalışan eczacılara destek olunmalıdır.
- Mevcut eczanelerin yüzde 80’ini oluşturan orta ve küçük cirolu eczanelere servis anlamında, ürün fazlası ve ciro primi gibi artılar verilmemektedir. Eczaneler arasında farklılık yaratılmaktadır. Oysa dağıtım kanalları eczanelere davranmalıdır.
Talepler üzerine yapılan görüşmelerde eczacıların dile getirdikleri sorunların tamamen gerçek olduğunu ve bu konularda haklı olduklarını ifade eden dernek yetkilileri, özellikle eczanelere farklı yaklaşımlarının mevcut rekabet ortamının bir sonucu olarak ortaya çıktığını söyledi. Örneğin mal fazlası dağıtımlarında eşitlik talebi üzerine, bu konunun kendi inisiyatiflerinde olmadığını belirten dağıtım kanalı temsilcileri, bu konuda kuralları özellikle yerli ilaç firmalarının koyduğunu dile getirerek kendilerinin bu durumda yapacak bir şeyleri olmadığını söylediler.
14 Ocak’ta Kadıköy’de yapılan “Büyük Eczacı Mitingi”nin ardından gerçekleştirilen bu görüşmeler göstermiştir ki, eczacının kendi örgütlerinden başka güvenebileceği bir merci yoktur. Eczacının bugün yaşadığı sorunların aşılması için gösterdiğimiz çabalarda, bir dönemler çok fazla gündemde olan “Hak verilmez alınır” sözünü benimsememiz gerektiği şimdi daha çok açıklığa kavuşmuştur.