EMEKÇİYE MECLİS BARİKATI
‘Herkese Sağlık ve Güvenli Gelecek’ için İstanbul ve İzmir’den Ankara’ya gelen emekçilerin Meclis’e yürümesine izin verilmedi
Milyonlarca emekçinin sağlık ve sosyal güvenlik hakkının gaspını getiren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Tasarısı’na karşı, İstanbul ve İzmir’den “Herkese Sağlık ve Güvenli Gelecek” için Ankara’ya gelen emek ve meslek örgütlerinin Meclis’e yürümelerine izin verilmedi.
Önlerine barikat kurulan emekçiler, AKP’yi ve IMF patentli politikalarını, sağlık ve sosyal güvenlik haklarının gasp edilmek istenmesini protesto ettiler. Meclis’e ise ancak bir heyetin gitmesine izin verildi.
İstanbul ve İzmir’den “Herkese Sağlık ve Güvenli Gelecek” için başlatılan yürüyüş dün Ankara’da sona erdi. Ankaralı işçi ve emekçiler yürüyüşçüleri Cebeci Kolej Kavşağı’nda bekledi. Bu sırada, kavşağın Kızılay ve Meclis yönleri panzerli polis barikatları ile kapatıldı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) “Yıpranma hakkı gasp edilemez” pankartı ile eyleme katılırken, eylemi izleyen onlarca gazeteci yakalarına, kamera ve fotoğraf makinelerine, “yıpranma hakkı gasp edilemez”, “yıpranıyoruz” kokartları taktılar. Eylemde, Metin Göktepe, Hrant Dink, Turan Dursun, Musa Anter, Uğur Mumcu gibi katledilen onlarca gazetecinin, üzerinde, “yıpranıyoruz” yazılı fotoğrafları taşındı.
İstanbul ve İzmir’den yürüyen, DİSK, KESK, TMMOB, TTB, BASK, TDB, TEB ve TÜRMOB yöneticilerinden oluşan yürüyüş korteji, Kolej Kavşağ’na saat 13.00 sıralarında, “Kar, boran, fırtına, işte geldik Ankara”, “AKP yasanı al başına çal” sloganları ile girdi. Ankaralı emekçilerle alkış ve sloganlarla buluşan yürüyüşçüler, kavşakta polis barikatı tarafından durduruldu.
Milletvekilleri destek verdi
DTP’den Özdal Üçer, Sevahir Bayındır ve İbrahim Binici, ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, CHP’den Cevdet Sevli başkanlığında bir grup milletvekili ile DSP’den Hasan Macit’in de katılarak destek verdiği yürüyüş korteji üç saate yakın barikat önünde bekletildi. 8 sendika ve meslek örgütünün eylemine ayrıca PSAKD Genel Başkanı Kazım Genç, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Haydar Kaya, Harb-İş Genel Başkanı Ahmet Kalfa ve yöneticiler, Türk-İş’e bağlı sendikaların Ankara şubeleri, Ankara 78’liler Derneği Başkanı Ruşen Sümbüloğlu, Ankara’daki çok sayıda emek ve meslek, demokratik kitle örgütleri yöneticileri de katıldı.
Yürüyüş sırasında sık sık “Birleşe, birleşe kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Barikat kalksın, yürüyüş başlasın”, “Emekçiye değil, IMF’ye barikat”, “Sağlık haktır, satılamaz” sloganları atılırken, önlerine kurulan polis barikatının, iktidarın emekçiden korktuğunun göstergesi olduğu ifade edildi. “Kendi emekçisinden, yurttaşından korkan iktidar olabilir mi?” sorusu katılımcılar tarafından alkışlar ve ıslıklarla, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP emekçiye hesap verecek” sloganı ile karşılandı. Ayrıca, Ankara valisi ile polis de protesto edildi.
Polisin “yasal olmadığı” yönünde uyarı yaptığı eylemde barikat arkasındaki bekleyiş saat 15.00 sıralarında sona erdi. Polisle yapılan görüşmeler sonunda yürüyüşçüler Ziya Gökalp Caddesi’ne yürüdü. Polis barikatı da Ziya Gökalp Caddesi’nin Kızılay girişine çekildi.
‘Hükümete meydan okuyoruz’
Ziya Gökalp Caddesi’nde barikat önünde açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, yasanın yıkım yasası olduğunu vurgulayarak, tasarıya karşı bütün sendikaların meslek örgütleri ve siyasi partileri “birlikte hareket etmeye” çağırdı. Tasarı ile halkın emeklilik, sağlık ve sosyal güvence hakkının elinden alınacağını kaydeden Çelebi, tasarının IMF, Dünya Bankası talimatlarıyla hayata geçirilmeye çalışıldığını belirterek, “Hükümete meydan okuyoruz. Hodri meydan. Sonuna kadar mücadele edeceğiz ve yasayı geri çektirip iptal ettireceğiz” dedi.
TTB Başkanı Gençay Gürsoy da şimdiye kadar hükümetle ve Çalışma Bakanlığı ile görüşerek yasanın halka yansımasını anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Bu görüşmelerde sadece eleştiri değil, proje de sunduklarını vurgulayan Gürsoy, “Ama bizi dinlemediler. Biz de kitlelerle birlikte sokaktayız, şimdi ise karşımızda barikatlar var. Ama hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi. Hükümet sözcülerinin ve Başbakan’ın sosyal güvenlik sistemini sık sık “karadelik” olarak nitelediğini bildiren Gürsoy, “Sözünü ettikleri karadelik sosyal devlettir, bu karadelik kapanmamalıdır. Bunu kapatacaklarını söyleyerek bir yasa çıkartıyorlar, ama bununla birlikte sağlık ve sosyal güvenlik harcamaları daha fazla artacak ve delik daha da büyüyecek” dedi.
Gürsoy, yasaya karşı olan bütün emekçileri birlikte hareket etmeye çağırdı.
KESK Genel Sekreteri Abdurrahman Daşdemir de “Dün yasaları nasıl geri püskürttüysek bugün yasa ile birlikte yasayı çıkartanları da geri püskürteceğiz” diye konuştu.
Konuşmaların ardından yürüyüşçülerin Meclis’e gitmelerine izin verilmedi. Sadece “heyet” olarak gidilebileceğinin belirtilmesi üzerine yürüyüşçüler, “Birlikte geldik, Meclis’e de birlikte gideceğiz” diye heyetle Meclis’e gidilmesi önerisini kabul etmediler.
Yürüyüş ve eylem, “Mücadelenin süreceği” mesajı ile sona erdi. (Ankara/EVRENSEL)
Petrol-İş’ten genel grev çağrısı
Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasarısı’na ve kıdem tazminatlarının kaldırılmak istenmesine karşı, Türk-İş’in genel grev kararı alması gerektiğini bildirdi.
Antalya’nın Kemer ilçesinde sendikanın Başkanlar Kurulu’nda konuşan Öztaşkın, AKP iktidarının sermayenin çıkarlarını merkeze koyan hükümet programı doğrultusunda siyaset izlediğini, toplumsal uzlaşma gözeten bir çizgiden uzak görüntü verdiğini dile getirdi.
Yapılmak istenen yeni anayasa ile Türkiye’de neoliberal ideolojiye sahip yeni bir dönemin hukuki ve siyasi yapısının temelinin atıldığını belirten Öztaşkın, “Bohçaya çevrilen 12 Eylül Anayasası’nın değişmesini elbette istiyoruz. Demokrasinin ve hukuk devletinin temel ilke olarak alındığı, laiklik ve sosyal devlet ilkesinin korunduğu, başta çalışanlarınki olmak üzere hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı yeni bir anayasa istiyoruz” diye konuştu.
Grev hazırlıkları başlamalı
AKP Hükümeti’nin emekçilerin elinde kalan son kazanımlara da göz diktiğini, hükümetin 2008’in ilk günlerinde, emeğe saldırı paketlerini arka arkaya kamuoyuna duyurmaya başladığını belirten Öztaşkın, “Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı’na ve kıdem tazminatlarının geri alınmasına karşı, Türk-İş genel grev kararı almalıdır” diye konuştu.
Öztaşkın, “İstihdamı artırma gerekçesiyle işçi sınıfının en temel kazanımları elinden alınmak isteniyor. İstihdam üzerindeki yükün vergi ve prim indirimiyle sağlanması yerine kıdem tazminatımızın elimizden alınmak istenmesi ve İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki birikimin sermayeye kaynak olarak aktarılması girişimlerine karşı konfederasyonumuz Türk-İş, genel kurulunda alınan karar gereği adı ister genel grev, ister genel direniş olsun mutlaka en etkili eylemin kararı almalıdır” diye konuştu. PETKİM’in özelleştirme sürecine de değinen Öztaşkın, özelleştirmeye karşı verdikleri kararlı mücadelenin devam edeceğini ifade etti.
Kaynak: Evrensel