KRİZİN FATURASI ECZACIYA VE EMEKÇİ HALKIMIZA!
Tüm dünya, kapitalist sistemin ürettiği krizin etkisi altında. 1929 buhranından daha derin bir kriz yaşanıyor. Sistemin tüm ekonomik parametreleri alt üst olmuş durumda. Türkiye ekonomisinde de bu krizin etkileri açıkça görülmeye başlandı. Son ekonomik veriler bunu açıkça ortaya koyuyor. 63 milyar TL’lik bir bütçe açığından söz ediliyor. Ülkenin en temel sorunlarından biri olan işsizlik yüzde 15 sınırına dayandı, tehlike sinyali veriyor. Ekonomi 2009 yılında yüzde 6 küçülüyor. Bu, daha da yoksullaşacağımız anlamına geliyor. Soframızdaki ekmeğin dilimi daha da küçülecek.
AKP hükümetinin ekonomik krize çözüm olarak sunduğu “Orta Vadeli Mali Program” ne üretimin önünü açacak ne de açlığa, yoksulluğa, işsizliğe çözüm üretecek bir programdır. Tamamıyla bütçe açığına endekslenmiş bir finansman programıdır. Bu programla krizin faturası yine işçilere, emekçilere, çalışanlara, yoksullara, küçük ve orta ölçekli gelir gruplarına çıkarılacaktır.
“Orta Vadeli Mali Program”daki ilaç ve sağlık alanına dönük tedbirlere gelince IMF’nin biçtiği 1 milyar dolarlık tasarrufun bile oldukça üstünde bir fatura ile karşı karşıyayız. Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar ile, 2,4 milyar TL’lik bir tasarruf öngörülüyor. Bu faturanın serbest eczanelere yansıyan bölümü ise 500 milyar TL.
Sağlıkta Dönüşüm Programı ve uygulana gelen neoliberal politikalar eczane ekonomilerinde tam bir yıkıma yol açtı. Artık eczane ekonomileri yeni bir yükü kaldıracak durumda değil. Eczanelerin ödemek zorunda kalacağı yeni bir bedel özellikle küçük ve orta ölçekli eczanelerin yıkımını daha da derinleştirecek ve kapanma noktasına getirecektir.
Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda yapılan değişiklik ve SUT’taki değişikliklerin amacı halkımızın sağlık koşullarının iyileştirilmesi ve ilaca daha kolay ulaşması için değil, ekonomik krizin yol açtığı bütçe açığını finanse etmek içindir.
Biz çağdaş eczacılar olarak yıllardır ilaç üzerinden elde edilen fahiş kârlara karşı durduk, halkın ilaca kolayca ulaşması için ucuz ilaç politikasını savunduk. Temel amacı toplum sağlığını korumak olan bu politikaları savunmaya devam ediyoruz. Ancak sorunun bir finansman sorunu olarak görülmesini doğru bulmuyor ve bunun faturasının da eczacıya çıkarılmasına karşı çıkıyoruz.
Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Karar özetle şu değişiklikleri içeriyor:
– Jenerik ilaçlarda %80 olan referans fiyat tabanı %60’a indiriliyor.
– 20 yıldan eski ilaç statüsü kazanmış ve PSF’si 10 TL’nin (depocuya satış fiyatı 6,79 TL) üzerinde olan orijinal ve jenerik tüm ilaçlarda referans fiyat uygulaması %80’den %60’a indiriliyor.
– %60 referans fiyat uygulamasının yürürlük tarihi ise tüm jeneriklerde 45 gün sonra, 20 yıldan eski ve PSF’si 10 TL’nin üzerinde ilaçlarda ise 30 Nisan 2010.
%60’lık referans fiyat uygulaması ilaç fiyatlarında %15’lik bir düşüşe yol açacak. Bu uygulama serbest eczanelerde ciddi oranda bir bedelsiz kamulaştırma anlamına geliyor. Eczacılara çıkartılan fatura bununla da sınırlı değil. Değiştirilen Sağlık Uygulama Tebliği ile birlikte serbest eczanelerin kamu kurum iskonto yükü bir misli daha artıyor. Kamu kurum iskontoları %11’den %24’e çıkarılıyor.
SUT’ta yapılan bir diğer değişiklikle muayene ücretlerinin bir bölüm yükü de yine eczacılara ihale ediliyor.
Muayene ücretleri:
– Birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimlerinde 2 TL,
– İkinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında 8 TL,
– Özel sağlık kuruluşlarında ise 15 TL oluyor.
SUT’TA yapılan bu değişiklerle birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerine ilişkin 2 TL tutarındaki muayene ücreti eczaneden tahsil edilecek.
İkinci ve üçüncü basamak resmi sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayeneler için 8 TL öngörülen katılım payının;
a) Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler için 5 TL tutarındaki kısmı gelir ve aylıklarından, 3TL’lik tutar ise kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında eczaneden tahsil edilecek.
b) Diğer kişiler için ise 8 TL katılım payı tutarı eczanelerden tahsil edilecek. Kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat etmemesi durumunda katılım payı tutarının hesaplanmasında (6.1) numaralı maddenin ikinci fıkrasında sayılan indirim uygulanacak. Bu durumda muayeneye ilişkin 5 TL tutarındaki katılım payı, kişinin reçete ile ilk eczaneye müracaatında tahsil edilecek.
Özel sağlık hizmeti sunucularında yapılan muayeneler için 15 TL öngörülen katılım payının;
a) Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler için 12 TL tutarındaki kısmı gelir ve aylıklarından, 3 TL’lik tutar ise kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında eczaneden tahsil edilecek.
b) Diğer kişiler için ise 12 TL katılım payı tutarı sağlık hizmeti sunucusu tarafından, 3 TL’lik tutar ise kişilerin muayeneye ilişkin reçete ile eczanelere müracaat aşamasında eczaneden tahsil edilecek.
Eczanelerde ilaç fiyat düşüşleri nedeniyle oluşan stok zararları ve kamu kurum iskontolarının artmasından doğan farklar mutlaka karşılanmalıdır. Bunun için de Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar yeniden gözden geçirilerek eczacı zararlarının karşılanması yasal güvence altına alınmalıdır.
AKP hükümetinin dayattığı bu finansman programının bedelini biz eczacılar ödemeyeceğiz. Eczanelerimize tam bir yıkıma yol açacak bu faturaya karşı örgütlü gücümüzle mücadele edeceğiz!
ÇED Genel Başkanı
Ecz. Rafet ŞAHİN