BU DAVA NE ZAMAN BASLAYACAK?
Hrant Dink’in katledilişinin yıl dönümünde, kar ve yağmura rağmen gazetesi Agos’un önünde toplananlar, bu soruyu sordu.
Eşi, çocukları, arkadaşları, sevenleri, ‘kardeşlik’ için onunla birlikte mücadele edenler Agos önünden böyle seslendi, “Bu dava ne zaman başlayacak?” 3 yıl sonra ilk defa konuşan Hrant’ın oğlu Arat Dink öfkeli konuşmasında “Mahkeme bizimle dalga mı geçiyor?” diye sordu.
AYNI YERDE AYNI SAATTE
Birkaç tetikçi üzerinden yürütülen yargılamaya tepki gösteren kalabalık, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in vurulduğu yerde, yoğun kar yağışı altında adalet istedi, cinayetten tam 3 yıl sonra.
Hrant Dink, dün vurulduğu yerde, vurulduğu saatte anıldı. Saat 15.00’te başlayan anmada, Dink’in fotoğraflarının asılı olduğu Agos’un penceresinden önce, Senarist ve Yönetmen Sırrı Süreyya Önder seslendi arkadaşına: “Sevgili kardeşim Hrant. Altına girmek için bir ömür feda ettiğin bu Anadolu topraklarında çocuklara bir masal anlatılır. Kim tutmuş, kim kanadını kırmış, kim yemiş, herkes biliyor. Bu kanlı ziyafeti yiyenler için konuşmaya bile değmez. Onlar cezaevinde ve mahkemede boyuna semiriyorlar. Dünyanın bütün din ve dillerinde arkadan vuran kalleştir. Şerefsizdir. Puşttur.”
‘BU ÜLKENİN ADALETİNE GÜVENMİYORUM’
Önder’in ardından Dink’in eşi Rakel Dink selamladı kalabalığı: “Benim acılarda akrabalarım, hoş geldiniz. İnadına adalet ve sevgi yolunda yürüyeceğiz, inadına birlikte olacağız.”
Cinayetin ardından ilk kez konuşan Dink’in oğlu Arat Dink, ağlamaklı ve sinirliydi. Türkçe ve Ermenice “Hoş geldiniz” diyen Dink, 3 yılın ardından giderek derinleşen karanlığa öfkesini dile getirdi: “Burası tuhaf bir ülke, bu ülkede insan babası öldüğünde 3 yıl sonra çıkıp babasına ağlamaya utanıyor. Bu ülkede 12 yaşındaki bir çocuğun bedeninden 13 devlet kurşunu çıkabiliyor. 3 yıl oldu ama şu anda neredeyiz, 3 yıl önce burada babama ağlarken, 3 yıl sonra hesap sorulacak bir 3 yıl daha eklendi. Bu ülkenin adaletine güvenmiyorum. Ama sayenizde içime umut doğdu.”
‘MAHKEME BİZİMLE DALGA MI GEÇTİ’
“3 yılda adalet adına ne olmuştur?” diye haykıran Arat Dink, şöyle devam etti: “Geçen yıl basında en fazla yer alan, 3 tetikçinin ailemizle alay edişiydi. Şimdi soralım, bu 3 yılda bizimle dalga geçerken bunlar yalnızlar mıydı?
Bu ülke farkında mı 3 yıldır ne olduğunu, emin değilim. Babam ölmeden 3 gün önce bir yazı yazdı. ‘(Bana valilikte 2 istihbaratçıyla birlikte haddim bildirilmeye çalışıldı’ dedi. Mahkemeye söyledik bunları, valiliğe ‘o iki kişi kim’ diye soruldu. Ama valilik, bir buçuk sayfa masal anlattı. ‘O iki kişi kim’, bu kadar basit bir soru. Avukatlar mahkemeye bir daha sordu tekrar yazı yazılması için valiliğe, mahkeme ‘cevap karşılanmıştır’ dedi. Mahkeme bizimle dalga geçmedi mi?”
‘AVDIK, YEM OLMUŞUZ’
“Şimdi yanlış bir şey yaptığımın farkındayım” diyen Dink, devam etti: “Benim bu hiddetimden öfkemden acımdan bazıları sonuç çıkartıp camı çerçeveyi indirmeye kalkmasın. Ben onları da anlıyorum. Ben de dünyanın camını çerçevesini indirmek istiyorum. Babamın içeride bir büstü var, onu kırıp parçalamak istiyorum. Ben büstleri sevmiyorum, ben insanları seviyorum. Ama bunu yapmıyorum. Vakarımızı koruyalım. Çünkü o kırıp dökmeleri devlet yönetebiliyor, ama sizi yönetemiyor.”
Kafes operasyonuna da değinen Dink, o belgede tüm azınlıklar ve gayrimüslimlere yönelik suikast ve saldırı planlarının yer aldığını vurguladı. Dink sözlerini, “Biz bu ülkede 100 yıl önce 100 binlerdik. Şimdi binde bir bile değiliz. 100 yıl önce avdık, şimdi yem olmuşuz” diyerek bitirdi.