HEM KÜÇÜLDÜK, HEM FAKİRLEŞTİK
TÜİK, 2009’da ekonominin yüzde 4,7 daraldığını açıkladı. Dış ticaret açığı ise rekor bir dereceyle yüzde 242 arttı. Ülke ekonomisi 8 yıldan sonra yıllık bazda ilk kez bu kadar yüksek oranda küçülme yaşandı. Türkiye’nin küçülmesi, batma noktasına gelen Yunanistan’ın iki katını bile geçtiğini ortaya koydu. Hükümetin yetkili isimleri ve Başbakan “kriz bizi teğet geçecek” demişlerdi.
BABACAN VE ERGİN’DEN İTİRAF
Başbakan Yardımcısı Babacan, “Yatırım harcamaları belirsizlik algılamasının artması nedeniyle, yıl bütününde yüzde 19,2 küçüldü” dedi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün de, “2009’daki küçülme rakamı küresel krizden ne boyutta etkilendiğimizi net olarak önümüze koydu. Hasar tespiti yıllık itibariyle sonunda ortaya çıktı” dedi
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi 2009’da yüzde 4,7 oranında daraldı. Böylece, ülke ekonomisi 8 yıldan sonra yıllık bazda ilk kez bu kadar yüksek oranda küçülme yaşandı. Türkiye ekonomisinin 2009 yılı toptan değerlendirmesinde yüzde 4,7 oranında küçülmesi, geçen yılki bütçe açıkları nedeniyle batma noktasına gelen komşu ülke Yunanistan’ın iki katını bile geçtiğini ortaya koydu. Ekim 2008’de patlak veren küresel ekonomik kriz sonrası 2009’da ekonomik veriler bugünkü tablonun ortaya çıkacağının sinyallerini bolca verirken, hükümetin yetkili isimleri ve Başbakan Tayyip Erdoğan ısrarla “kriz bizi teğet geçecek” demişlerdi. Sokaktaki yurttaş ise hükümetin bu tür açıklamalarına, özellikle ekonomideki bu içler acısı durum karşısında şöyle sesleniyor:
“Hamdolsun ülkemin diz çöktüğünün resmidir. Hükümetin, önümüzdeki seçimlerde yeni sloganı şu olmalı. Durmak yok, fakirliğe, işsizliğe ve sefalete devam…”
2001’DEN SONRAKİ İLK KÜÇÜLME
TÜİK, 2009’a son çeyreği ve yılın tamamına ilişkin (büyüme) rakamlarını açıkladı. 2009’un son çeyreğinde ekonomi sabit fiyatlarla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 büyümeyle resesyon döneminden çıkarken, Türkiye ekonomisi 2009 genelinde ise yüzde 4.7 küçülerek 1999 ve 2001’den sonra ilk kez daralmış oldu.
TÜİK’in verilerine göre, 2009’un dördüncü çeyreğinde 2008’in aynı dönemine göre sabit fiyatlarla Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) yüzde 6’lık artışla 25 milyar 699 milyon TL oldu. Bu dönemde cari fiyatlarla GSYH, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.3 artışla 169 milyar 736 milyon dolar olurken, üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH tahmininde cari fiyatlarla GSYH değerinin yüzde 8 artışla 251 milyar 821 milyon TL düzeyinde gerçekleştiği görüldü.
2009 GSYH, cari fiyatlarla yüzde 0.4’lük artışla 953 milyar 974 milyon TL, sabit fiyatlarla yüzde 4.7’lik azalışla 97 milyar 88 milyon TL oldu. Dolar bazında GSYH 2008’e göre yüzde 16.8 küçülmeyle 617 milyar 611 milyon dolar olarak gerçekleşti. Böylece, Türkiye ekonomisi Orta Vadeli Program’da (OVP) öngörülen yüzde 6’lık küçülme hedefinin 1.3 puan altında kaldı. 2009’da kişi başına GSYH değeri cari fiyatlarla 13 bin 269 TL, dolar cinsinden ise 8 bin 590 dolar olarak hesaplandı.
RAKAMLAR SÜREKLİ DEĞİŞTİRİLDİ
TÜİK, 2008’in tamamında ve 2009’un ilk üç çeyreğinde GSYH verilerinde yine revizyona gitti. 2008 için daha önce sabit fiyatlarla 102 milyar 164 milyon TL olarak açıklanan GSYH, 101 milyar 922 milyon TL olarak değiştirildi, büyüme hızı 0.9’dan, 0.7’ye çekildi. 2008’in ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamı yüzde 7.2’den yüzde 7’ye, ikinci çeyreğe ilişkin büyüme rakamı yüzde 2.8’den yüzde 2.6’ya, üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme rakamı yüzde 1’den, yüzde 0.9’a çekildi.
2009’un birinci çeyreği için yüzde 14.7 olarak açıklanan küçülme rakamı yüzde ise yüzde 14.5’e çekildi. 2009’un tarihi bir rekora imza atan ilk çeyreğine ilişkin küçülme verisi ilk etapta yüzde 13.8 olarak açıklanmıştı. Daha sonra bu veri yüzde 14.3 küçülme, ardından yüzde 14.7 küçülme olarak revize edilmişti. 2009’un ikinci çeyreğine ilişkin olarak yüzde 7.9 olarak açıklanan küçülme oranı yüzde 7.7, üçüncü çeyreği için yüzde 3.3 olarak açıklanan küçülme ise 2.9 olarak düzeltildi. BirGün, ANKA
2009’un başında, küçülmede tarihi rekor kırılmıştı
TÜRKİYE, 2009’un ilk çeyreğinde gerçekleşen yüzde 14.5 küçülmeyle Türkiye Cumhuriyet tarihinin ikinci ‘en yüksek küçülmesi’ni yaşamıştı. Ekonomi, 2009 genelinde yaşanan yüzde 4.7’lik küçülmeyle 1999 ve 2001 sonrasında yaşanan ilk küçülmeye imza atmış oldu.
2009’a ilişkin revize edilen verilere göre Türkiye ekonomi ilk çeyrekte yüzde 14.5’le tarihi rekorlarından birini kırmıştı. 1927’de yüzde 12.8 küçülen Türkiye ekonomisi 1939-1945’i kapsayan İkinci Dünya Savaşı’ndan (İkinci Paylaşım Savaşı) ekonomik anlamda çok ağır etkilenmesi nedeniyle 1941’de yüzde 10.3 küçülmüştü. 1945’te tarihinin halen ulaşılamamış en yüksek küçülme oranını görmüştü. Türkiye ekonomisi 1999 yılında yüzde 3.4, 2001 yılında yüzde 5.7 oranında küçülmüştü. Türkiye ekonomisi böylece 2009’da, 1999 ve 2001’in ardından ilk defa küçülmüş oldu.
İhracat geriledi, dış ticaret açığında rekor yükseliş
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2010 Şubat ‘Dış Ticaret’ istatistiklerini açıkladı. TÜİK’e göre, 2010 Şubat’ında ihracat, 2009’un aynı ayına göre yüzde 1,3 gerileyerek 8 milyar 323 milyon dolar, ithalat yüzde 28,3 artarak 11 milyar 640 milyon dolar oldu. Ocak-şubat döneminde dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 242,4 artarak 6 milyar 974 milyon dolara yükseldi. 2009’un ocak-şubat döneminde yüzde 88,9 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise bu yılın aynı döneminde yüzde 69,9’a geriledi
İKTİSATÇI MUSTAFA SÖNMEZ:
TÜİK rakamları yoksullaşmanın arttığını gösteriyor
TÜİK’in açıkladığı bu verilerin sebebi 2009 son çeyreğindeki ülkeye sıcak para girişinin artması. Dış talepte artış, stoklu üretim artışı oldu. Ancak bu gelişmelere ve bu verilere totalde bakıldığında işin vehametini azaltmıyor. Avrupa’ya kıyasla küçülme çok büyük. Bu rakamlar yoksullaşmanın arttığını gösteriyor ve bu çerçeveden bakılması gerekiyor. Bu küçülmenin beklenenin altında olmasına sevinmek yoksullaşmaya sevinmekle aynı anlama geliyor. Türkiye ekonomisi Avrupa ekonomisine bağımlıdır. Dış pazara bağımlı olduğunuz sürece de bu yoksullaşma kaçınılmaz olacak.
PROF. DR. OSMAN ALTUN:
Yüzde 4,7 kaygı verici bir tablo
MARMARA Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fak. İşl. Böl. Bşk. Prof. Dr. Osman Altun: “Öncelikle bu verilerin güvenirliğinin sorgulanması gerekir. Kayıt dışı ekonominin en yoğun yaşandığı bir ülkede neye istinaden hangi veriye göre bu analizleri yapıyorsunuz? Bu verilerin tamamı tahminlere dayalıdır ve sağlıklı bir bilgi kaynağı değildir. Gerçeği yansıtmamaktadır. İşsizlik azalmadı, yatırımlar artmadı, hırsızlığa dayalı suçlarda rekorlar, kırılıyor, karşılıksız çekler senetler havada uçuşuyor, hacizler, kredi kartı borcu mağdurlarının sayısı her geçen gün katlanarak büyüyor. Bunlar gün gibi ortadayken yüzde 4,7 çok ‘iyimser’ bir tablo. Ekonomi kayıt altına alınmadan yapılan hiçbir veri analizi gerçeği yansıtmamaktadır. Kaygı verici düzeyde ‘iyimser’ bir tablo.”