6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunda Yapılan Değişiklikler ve Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Yönetmeliği Taslağı ile ilgili Derneğimizin Görüşü
6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanunda yapılan değişikliklerin ardından kanun uyarınca 2012 Kasım ayı sonuna kadar yayımlanması gereken Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik taslağı kısa bir süre önce Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından hazırlandı ve çok az sayıda Eczacı Odasının paylaşımıyla eczacı kamuoyu taslak hakkında bilgi sahibi oldu.
Mesleğimizin temel kanunu bir oldu bittiye getirilerek ve meslek tabanıyla paylaşılmayarak,anlamaya ve tartışmaya imkan
verilmeden değiştirilmiştir. Bu anlayışla hazırlanan kanun dar bir çevreyle sınırlı kalmıştır. Eczacı odalarına dahi görüş bildirmeleri için yeterince süre tanınmamıştır. Kanunun uygulanmasıyla ilgili yönetmelik henüz yayımlanmadan sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 1 ay arayla yaptığı eczanelerini kapatan eczacıların durumu ile ilgili birbiriyle çelişen açıklamaları ortaya çıkabilecek sorunları işaret eden bir örnektir. Bu ve benzeri pek çok sorunun da Kurum tarafından hazırlanan yönetmelik taslağında çözüme kavuşturulmamış olduğu görülmektedir.
Yönetmelik taslağından bahsetmeden önce kanundaki değişikliklerden bahsetmek daha doğru olur.
Bu yasa değişikliği, eczacılar ve eczanelerin sorunlarına çözüm üretmekten uzak olmakla kalmayıp bir çok ilave problemi de beraberinde getirmektedir.
Yasanın değiştirilmesindeki temel amaç, eczane sayısının kısıtlanmasıdır. Ancak sadece eczane sayılarını kısıtlamak ile eczacıların sorunlarına bir çözüm üretilemeyeceği açıktır. Yasa değişikliği, eczacılık mesleğinin gelişimi ve geleceği konusunda hiçbir katkı getirmemektedir.
Ayrıca bu kısıtlamalar yapılırken ortaya bir çok yeni sorun ve hak kayıpları çıkmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki kanunda yapılan en önemli değişiklik serbest eczane sayılarının, ilçe sınırları içindeki nüfusa göre en az üç bin beş yüz kişiye bir eczane olacak şekilde düzenlenmiş olmasıdır. Ancak eczane sayıları sınırlandırılırken bu uygulamanın aksine eczacılık fakültelerinin sayılarının ve kontenjanlarının sürekli arttırılması birçok sorunu da beraberinde getirecektir.
Önümüzdeki yıllarda hızla artacak olan eczacı enflasyonu, sınırlamaya takılan çoğu ilçede eczane açamayacak olan genç meslektaşlarımızı işsizliğe, mutsuzluğa ve ucuz işgücü olmaya sevk edecektir.
Eczane sayıları sınırlandırılırken, eczacı fazlasının istihdamının yalnızca mevcut eczaneler üzerine yüklenmesi, kamuda, ilaç sanayisinde ve özel sektörde eczacı istihdamını artıracak hiçbir çalışmanın yapılmamış olması önemli bir eksikliktir.
Yardımcı eczacılık sistemi, eczacının istihdamı sorununa çözüm getirmeyecektir. Ayrıca yardımcı eczacılık sisteminin pratikte işlerliği çok zordur. Mevcut eczanelerin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar da göz önüne alındığında yardımcı eczacı çalıştırabilecek eczane sayısının çok sınırlı olduğu görülmektedir. Bu durumda genç eczacılar yardımcı eczacı olarak çalışacakları eczane bulmakta zorlanacak ve mesleğe atılmaları gecikecektir.
Eczacılık fakültelerinin puanlarının düşecek olmasının eczacılık mesleğinin itibarını azaltacak olması temel endişelerimizdendir.
Sınırlama nedeniyle devir ücretlerinin artacak olması, parası olanın sınırlamaya takılmadan eczane devir alabilecek olması, büyük sermaye sahiplerinin yine istediği bölgede eczane sahibi olmasına ve meslek içi eşitsizliğe yol açacaktır. Dayanışma duygusunu büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır.
Ne yazık ki bu yeni eczane düzeni, yeni bir eczane piyasasının oluşmasına neden olacak, dükkan sahiplerinin istediği kira bedelleri artacak, puanlama sistemi nedeniyle de eczane piyasasının haricinde bir de eczacı piyasası oluşacaktır.
Bugün kamu binalarının, hastanelerin dahi sağlam olmadığı için yıkıldığı, kentsel dönüşümün hızla yaşandığı, ilçe sınırlarının ve buna bağlı olarak ilçe nüfuslarının bir gecede değişebildiği belirsiz koşullarda eczanelerin sınırlandırma nedeniyle yerinde kalmaya zorlanması doğru değildir. Doğal afet ve mücbir sebepler nedeniyle eczacıya ayrıca tanınan nakil hakkının kentsel dönüşüm, istimlak, eş durumu, vb. haller de göz önüne alındığında yalnızca nüfus azalmasına bağlı olması yanlış bir uygulamadır.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından hazırlanan Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik Taslağına ilişkin görüşlerimiz ise aşağıda yer almaktadır.
Taslağın 4. maddesinde açıklanan tanımlar eksiktir. Aynı madde içerisinde “hizmet puanı, yerleştirme puanı, ilçe katsayısı, meslekte geçirilen toplam yıl, mesul müdür, mücbir sebepler” kavramları da tanımlanmalıdır.
Mücbir sebepler yönetmelikte tanımlar kısmında netleştirilmeli, kentsel dönüşüm istimlak, sağlık kuruluşlarının yer değiştirmesi, kapanması, aile durumu, sağlık durumu, da mücbir sebep sayılmalıdır.
Taslağın 6. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen puanlama sisteminin şeffaf olması gerekmektedir.
Taslağın 6. maddesinin 4. fıkrasında, eczacı açılabilecek yerlerin ilanı, başvuru süresi ve eczane açmaya hak kazanan eczacıların ruhsatname aldıktan sonra eczanelerini faaliyete geçirme süreçleri ile ilgili takvimin net bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın eczane açılabilecek yerlerin ilanının ardından eczacıya tanınan başvuru süresinin yeterli olmalıdır.
Taslağın 8. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi, kamuda, ilaç sanayisinde ve akademik kurumlarda görev yapan eczacıların da hizmet puanlarını ilgili kurumdan alacakları belge ile belgeleyebilecekleri şekilde düzenlenmelidir.
Taslaktaki 12. maddenin 2. fıkrasında belirtilen, yüksek lisans ve doktora eğitimini çalışma saatleri dışında yaptığını belgeleyenlerin mesul müdür atama zorunluluğunun olmamasının aynı il içinde kısıtlanması hükmü taslaktan çıkarılmalıdır.
Taslaktaki 12. maddenin 3. fıkrasında belirtilen, Eczacı Odası Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyelerinin mesai saatleri içerisinde eczanesinde bulunma zorunluluğu, Eczacı Odalarını etkisizleştirmek için yapılmak istenen bir düzenlemedir ve bu fıkra taslaktan tamamen çıkarılmalıdır.
Taslağın 17. maddesinin 2. fıkrasıyla istenecek olan imar mevzuatına uygunluk ve yapı kullanım izni günümüz şartlarında uygulanabilir değildir. Özellikle büyük metropollerde birçok eczanenin kapanmasına ve yenilerinin açılamamasına neden olacaktır.
Taslağın 23. maddesinin 1. fıkrası ile getirilen eczane levhalarının TEB tarafından standardize edilmesi hükmü yerinde bir uygulamadır. Buna ilaveten eczaneler tarafından eczane levhası ve “E” logo haricindeki tabela, levha, flama, totem veya reklam unsuru içeren ve görüntü kirliliği ve haksız rekabete yol açan görsel malzemelerin konulmasına izin verilmemelidir.
Taslağın 23. maddesine, ilaçların reklam ve broşürlerinin eczane vitrinlerine asılması, ilaçlar ile ilgili kampanya ve promosyon içeren yazıların müstahzar ismi belirtilmese dahi eczanelerinin vitrinlerinde yer almamasına ilişkin hüküm eklenmelidir. Eczanelerin internet yolu ile reklam, ilaç satışı ve kampanya yapmaları kesin olarak yasaklanmalıdır.
Taslağın 23. maddesinin 2. fıkrasına “E” logoların vergiden muaf tutulmasına ilişkin net bir hüküm eklenmelidir.
Eczanelerin çalışma saatleri iş yasasına uygun olarak yönetmelikle düzenlenmelidir.
Çağdaş Eczacılar Derneği