14 Mart Tıp Bayramı’nı son yıllarda olduğu gibi bu yıl da buruk kutluyoruz
Ankara Tabip Odası ortada kutlanacak bir bayramın olmadığını açıkladı. Yapılan açıklamada “14 Mart Tıp Bayramı’nı son yıllarda olduğu gibi bu yıl da buruk kutluyoruz. Daha iyi bir sağlık sistemi vaadiyle uygulamaya sokulan sağlıkta dönüşüm programı her geçen gün sağlık alanında biraz daha tahribata yol açıyor” denildi.
Sağlıkta AKP virüsü
14 MAR 2013
Birgün. BURCU CANSU-ANKARA
SAĞLIK ÖZEL ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLDİ
“AKP ile sağlıkta 10 yıllık süreç tam anlamıyla bir özelleştirme dönemi oldu” diyen İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu sağlıkta yaşanan yıkımı şöyle anlattı:. AKP’nin piyasacı politikalarından en ağır darbeyi sağlık aldı. Sağlıkta dönüşüm adı altında halkımızın geleceği şirketlere peşkeş çekildi. İlk adım Genel Sağlık Sigortası ile geldi. İkinci ayakta sağlık ocaklarının kapatılıp yerine Aile Hekimliği getirilmesi oldu. En son sıra Kamu Özel Ortaklığı ile milyarlarca dolar anlamına gelen ‘şehir hastanelerinin’ şirketlere kiralanması süreci. Sağlık ocaklarından sonra kamu hastaneleri de tasfiye edilmiş olacak. Sürecin sonunda 75 milyon insanın geleceği özelleştirilmiş olacak.
MÜJDE DEĞİL, ‘BALON’
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Beyazıt İlhan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun önceki gün “müjde” olarak açıkladığı ve başbakan Erdoğan’a sunduğu 8 maddelik paketi eleştirdi. “Sağlık Bakanlığı’nın 14 Mart’ta (bugün) resmen açıklamayı planladığı paketinin müjde olmadığını kaydeden İlhan, Sağlık Bakanı’nın bu çözümü ‘Müjde’ değil, ‘Balon’. Hekimler olarak bizim bakış açımızda da bir umut doğmadı” dedi.
SES BAŞKANI: SAĞLIK HAK OLMAKTAN ÇIKTI
Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Başkanı Çetin Erdolu ise Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlığı ‘HAK’ olmaktan çıkardı” diyerek AKP’nin sağlık politikalarının yıkım getirdiğini söyledi. Erdolu şöyle konuştu: Parası olanın parası kadar sağlık hizmeti alabileceği, parasına göre tedavi yöntemi ve hastaneyi seçeceği bir süreç başladı. Artık kamusal, ya da yarı kamusal bir hizmetten söz etme olanağı kalmadı. Sağlık emekçileri iş güvencesinden yoksun, gelecek güvencesi olmayan, esnek ve kuralsız çalışan bir istihdam biçimine mahkum edilmekte, taşeron çalıştırma ve hizmetin taşeronlaştırılmasının önü açıldı.
TTB’den Acil Talepler
1- Sağlığı ticarileştiren, sağlık hizmetlerini metalaştıran, eşit-ücretsiz-nitelikli sağlık hizmetinin önündeki öncelikli engel olan sağlıktaki bütün katkı-katılım payları ve ilave ücretler kaldırılmalıdır.
2- Emekli hekim ücretleri acilen iki katına çıkarılmalıdır.
3-Sağlık çalışanları arasında dayanışma yerine rekabete yol açan, işimizi değersizleştiren ve hastaları “puan”a dönüştüren mevcut “performansa göre ücretlendirme” sisteminden ivedi olarak vazgeçilmelidir.
4- Sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışma hakkını güvence altına alacak düzenlemeler ile sağlık ortamlarının şiddetten arındırılması için Türk Tabipleri Birliği tarafından hazırlanan öneri doğrultusunda Türk Ceza Kanunu’nda gerekli değişiklik yapılmalıdır.
5-Sağlık çalışanlarını kamuoyu ve hastalar nezdinde küçük düşürücü tutum ve söylemlere son verilmeli
6- Alo 184 Sabim Hattı’nın faaliyetleri öncelikle durdurulmalı ve akıbeti sağlık çalışanlarının örgütleriyle birlikte değerlendirilmelidir.
7-Hastalara yeterli süreyi ayırabilmek başta olmak üzere işimizi nitelikli ve hizmetin gereklerine uygun yapabilmemize ilişkin mesleki tanımlama düzenlemeleri yapılmalı
8- Kamuda ve özel sektörde hastalara yirmi dakikadan daha kısa süre içerisinde hasta randevusu verilmemelidir.
9- Birinci basamakta çalışanlar arasındaki ücret eşitsizliklerine son verilmeli.
10- ASM, TSM, kurum hekimlikleri, SHÇEK’te çalışanların tamamı iş güvencesine kavuşturulmalı.
Tam Gün’e 8 maddelik formül
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun önceki gün Başbakan’a “müjde” olarak sunduğu 8 maddelik formül şöyle:
1- Sevkli hasta ücretsiz tedaviye devam edecek. Ancak, acil, yoğun bakım, kalp, kanser gibi hastalıklar için sevk aranmayacak. Bu hastalardan hoca farkı ya da herhangi bir ekstra ücret talep edilemeyecek.
2- Üniversite hastanelerine sevksiz şekilde gelen hasta, doçent ya da profesör tercihi yaparsa özel randevu alacak ve fark ödeyecek.
3- Üniversite hastanelerinde hocaların tam gün çalışması devam edecek. Ancak saat 17:00’den sonra üniversitede özel hasta bakılabilecek.
4- Hocalara gündüz performansı kadar gece hasta muayene etme imkânı tanınacak.
5- Üniversite hocaları, ihtiyaç duyulduğunda özel hastanelerde de ameliyat yapabilecek ancak üniversiteye pay verilecek.
6- Muayene farkının doçentler için 100 TL, profesörler için de 200 TL’yi aşmaması planlanıyor.
7- Özel muayenehane işletmeye devam etmek isteyen hoca, üniversiteyle bağlarını koparacak. Ancak üniversite ihtiyaç duyduğunda tedavi ya da eğitim hizmeti alabilecek.
8- Ekonomi Koordinasyon Kurulu, yeni formüle sıcak bakarken, üniversite hastanelerinin durumunun düzeltilmesi için de SGK payının yüzde 1.3’e çıkartılması düşünülüyor.
Sağlıkta Dönüşüm Programının Seyir Defteri
>>01.06.2007 tarihinde ‘Sağlık Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri hakkındaki KHK’ye ekleme yapılarak hastanelerin yap-işlet-devret modeline uygun olarak Bakanlıkta “Kamu-özel Ortaklığı Daire Başkanlığı “ oluşturuldu. Şu sıralarda sıkça dillendirilen ve ihaleleri açılan “Entegre Sağlık kampüsleri” (KAMU-ÖZEL ORTAKLIĞI ile sağlık kentleri) kurulmasının adımı böylece atılmış oldu. Bu uygulamada istihdamın tamamen sağlık kentlerinin ihalesini alan firmaların inisiyatifinde olacağı düşünülürse, istihdam biçiminin güvencesiz ve esnek olacağını söylemek kehanet olmayacaktır. (Taşeronlaşma)
>> 657 Devlet Memurları Kanunu’nun (DMK) 4/B maddesine göre sözleşmeli istihdam Sağlık alanında ilk kez 2006 yılında başladı. Bu istihdam biçimine göre çalışanlar sosyal güvenlik olarak SSK’lı idi, sözleşmeleri yıllık olarak yapılıyordu. Başlangıçta eş durumu tayinleri yoktu. Giyim yardımı alamıyorlardı. Pozisyon karşılığı çalışıyorlar, askerlik ve doğum sonrası işe başlamada sıkıntı çekiyorlardı… Açılan davalar ve mücadele ile bir çok hakları zamanla kazanıldı. Üniversite hastanelerinde çalışanlar döner sermayeden yararlanmıyordu, açılan davalarla bu durum da aşıldı.
>> Üniversite Ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. Bu kanunla sağlık çalışanlarının özlük haklarında ciddi gerilemeler yaşanmıştır. Bu yasa, hekimlerin, kamu-özel ayırımı olmaksızın “tek iş”’te çalışmasını “TAM GÜN” olarak tanımlayarak zorunlu kılmış, radyoloji çalışanlarının çalışma sürelerini 5 saatten 7 saate çıkarmış, tüm personele mesai dışı çalışma ( döner sermayeden ücreti ödenmek koşuluyla) getirmiş, başka sağlık kuruluşlarına geçici görevlendirmenin önünü açmıştır.