Biber Gazı Yasaklanmalıdır
Ecz. Nurdan Demirkan
Toplumsal olaylarda yaygın ve ölçüsüz olarak kullanılan göz yaşartıcı gazlar, fiziksel olarak neden olduğu ölüm ve yaralanmalar yanında özellikle solunum ve dolaşım sistemi üzerindeki toksik etkileri sonucunda da ciddi sağlık sorunlarına ve ölümlere yol açmaktadır.
Ülkemizde doğrudan ateşli silah olarak da kullanılarak insanlarımızın ölümüne ve yaşamsal yaralanmalarına neden olmaktadır.
Toplumsal olaylarda kolluğun zor kullanımı, doğrudan cezalandırma amacı taşımaktadır.
Dumansız hava sahası yarattığını idda eden Sağlık Bakanları, sokaklarda bu gaza maruz kalan halkın sağlığını da düşünmelidir.
Bu gazlardan sadece barışcıl gösteri hakkını kullanan halk değil, gösteriye katılmış olmasa bile sokakta bulunan hatta evlerinde oturanyaşlıve çocuklarda dahil olmak üzere binlerce insan etkilenmektedir.
Göz yaşartıcı maddeler iritan özellikleri nedeniyle püskürtme ya da gaz bombası şeklinde uygulandıklarında çok kısa sürede solunum yolları ve gözlerde yakıcı etkiye neden olarak soluk almayı güçleştiren, aşırı gözyaşı oluşturan ve bu etkileriyle bireyi saf dışı bırakmaya yarayan kimyasal maddelerdir.
Göz yaşartan gazlar akciğerler, gözler, burun, boğaz, cildi içeren çeşitli doku ve organlarda tahrişe ve tahribata yol açmaktadırlar.Ayrıca maruz kalma süresi ve maruz kalan kişide daha önceden var olan hastalıklar da toksisiteyi etkileyen önemli faktörlerdir.
Toksik maddenin dozu , maruz kalma süresi ve sıklığı toksisiteyi belirleyen temel faktörlerdir. Aşırı miktarda ve/veya kapalı ortamlarda kullanıldığında tehlike daha büyüktür.
Bu maddelere maruz kalındıktan sonra hemen ortaya çıkan etkilerinin yanında 3-4 hafta sonra ortaya çıkan gecikmiş etkileri de (sub akut toksisite) önem taşır.
Bir maddenin toksisitesi araştırılırken etik ve/veya vicdani nedenlerden dolayı insanlar üzerinde deney yapılamayacağı için günümüzdeki en geçerli bilimsel yol, hayvanlar üzerinde deney yapmaktır.Hayvan deneylerinin yanı sıra istem dışı bir şekilde bu maddeye maruz kalmış insan topluluklarından elde edilen veriler değerlendirilir.
Ancak ülkemizde, bu gazlara maruz kalan kişiler üzerindeki toksik etkiler bilinmemektedir. Çünkü bu maddelere maruz kalanlar, daha fazla zarar görmemek için hastanelere gitmekten çekinmektedir. Nitekim Eskişehir’de polis tarafından dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz bile, polis tarafından ölesiye dövüldüğünü hastanede saklamak zorunda hissetmiştir.
İnsanların üzerine böcek ilacı sıkar gibi acımasızca sıkılan bu gazların sonraki yıllarda ortaya çıkaracağı sorunlar hiç düşünülmemektedir.
Son yıllarda ülkemizde en yaygın kullanılan göz yaşartıcı gazlar biber gazı (OC; oleoresin capsaicin) ve o-klorobenzilidenmalononitril (CS) dir.
Kapsaisin biber gazının aktif bileşenidir, nonivamid ise acı biberde doğal olarak bulunmasına karşın çoğunlukla sentetik olarak elde edilir.
Yüksek konsantrasyonlarda kusmaya neden olabilmektedirler. Kapalı alanlarda ve yüksek konsantrasyonlarda kullanıldıklarında, Ciddi sistemik toksik etkiler ortaya çıkar
Biber gazı tamamen doğal kaynaklardan, elde edildiği için toksik etkilerinin de az olacağı kanısıyla yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak adı kadar masum olmayan bu gaz da diğer göz yaşartıcı ajanlar gibi göz, deri ve bronşlarda dozla birlikte şiddetlenen iritan etkiye yol açar. Biber gazı sprey formunda kullanıldığında gözlerde ani ve aşırı yaşarma, konjonktival inflamasyon , kızarıklık, şiddetli yanma ve acı, göz kapaklarında spazm ve istemsiz kapanma meydana gelir. Biber gazı maruziyeti sonucunda nazal iritasyon, şiddetli öksürük, hapşırma ve solunum yetmezliği gibi semptomlar da gelişir. Bunlara ek olarak deride yanma, nöromotor disfonksiyon (motor kontrolün kaybı) görülür.
Biber gazı diğer göz yaşartıcı bileşiklerden farklı olarak, inhalale edilir edilmez solunum yolunda gelişen ani bir inflamasyon sonucunda kısa ve kesik solunuma neden olur .
Biber gazı %1-10 oranında Oleoresin capsicum’u itici bir çözelti içinde içermektedir. Aktif bileşeni olan Kapsaisin, suda çözünmediğinden alkol, eter ve kloroform gibi organik çözücülerde çözünür. Kapsaicin sentetik olarak da üretilmektedir Kapsaisinin akut etkileri genellikle pulmoner sistem üzerinedir, bronkospazm, pulmoner ödem ve solunumun geçici durması gözlenir. Bu etkilerin yanında akut maruziyet sonucunda hipertansif kriz ve hipotermiye neden olabilir.
Bronkokonstrüksiyona neden olduğu için kronik obsrüktif akciğer hastalığı(KOAH) veya astımı olanlarda aşırı duyarlılık reaksiyonlarına neden olabilir. Aniden ortaya çıkan aşırı duyarlılık reaksiyonları ölümcül olabilir.
Kapsaisin’in tekrarlayan dozlardaki etkisi hayvanlarda araştırılmış ve çeşitli organlarda patolojik değişikliklere neden olduğu gözlenmiştir.
Uzun dönemli etkileri ise irritanla indüklenen astım, kronik obstrüktif solunum hastalıklarıdır.
%5 oleoresin capsicum (OC) ve taşıyıcı olarak trikoroetilen içeren biber gazı spreylerinin neden olduğukorneal erozyon ve körlük vakaları literatürde kayıtlıdır.(4)
Ülkemizde kullanılan diğer bir kimyasal daCS’dir. Diğer tüm lakrimatör ajanlar gibi CS’nin ana toksik etkisi göz üzerinedir. Göz yaşartıcı etkisi molekülden salınan klor atomlarının göz ve mukoz membranlardaki nemle reaksiyona girerek hidroklorik aside dönüşmesine bağlı olarak ortaya çıkar. CS mukoz membranlardaki nem ile reaksiyona girerek göz, burun, ağız, deri ve solunum kanalında yanma ve irritasyona neden olur.
İnhalasyon yoluylatekrarlayan maruz kalma sonucu CS’nin sıçanlarda hiperaktivite, agresif (saldırgan) davranışlar ve yüksek dozlarda ölüme neden olduğu bildirilmiştir
“Gaz” olarak adlandırılmasına karşın oda ısısında katı toz haldedir. Organik bir çözücü içinde çözelti, mikropartikül veya aerosol haline getirilerek kullanıma hazırlanır.
.
Tavşanlar üzerinde yapılan çalışmalarda CS’nin tavşan gözüne topikal uygulanmasıyla
konjonktivit görülmüş, İnsan gözünün CN çözeltisine nazaran aerosol formuna daha
hassas olduğu bildirilmiştir. Aerosol formunda CS’ye maruz kalan sıçan ve köpeklerin akciğerlerinde ödem, hemoraji ve atelektazi (akciğerin sönmesi) gözlenmiştir.
CS, lakrimasyon ve kısa süreli konjonktivitin dışında hafif keratit, dezoriyentasyon, laringospazm ve yüksek dozlarda kusmaya ve neden olur . Bu etkilerin yanı sıra
püskürtülmesi esnasında çözücüsü olarak kullanılan diklorometana soluma yoluyla
yüksek konsantrasyonlarda maruz kalma sonucu sersemlik, baş dönmesi, konfüzyon,
nefes alma, yürüme ve konuşmada güçlük, paraliz, tutarık ve koma gibi belirtiler
bildirilmiştir .Akut akciğer hasarına neden olduğuna dair az sayıda olgu raporu bulunmaktadır. Ancak astımlı kişilerde daha ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceği bildirilmiştir. CS’nin doğrudan hepatik hasar yapma potansiyelinin olup olmadığı henüz tam bilinmemektedir; ancak yüksek dozda maruz kalma sonucu sarılık, kimyasal hepatit ve hipereozinofili oluşturduğu bir olgu raporunda bildirilmiştir. CS’nin ayrıca kalp üzerine de istenmeyen etkileri vardır.
Göz yaşartıcı maddeler genellikle bir organik çözücü içerisinde çözünmüş olarak
uygulanmaktadır. Dolayısıyla insanlar üzerinde kullanılmaları sonucu ortaya çıkabilecek toksik etkilerde kullanılan organik çözücünün katkısı da söz konusudur.
Diklorometan (DCM, metilen klorür) CS’nin kullanıma hazır hale getirilmesinde çözücü olarak kullanılmaktadır. Bu nedenle göz yaşartıcı ajan olarak CS’nin neden olacağı toksik etkiler yanında DCM’ın katkısı göz ardı edilmemelidir. Çok uçucu olan bu çözücü, püskürtüldüğünde kolayca buharlaşır. Bu nedenle uygulandığı kişi tarafından soluma yoluyla da alınabilmektedir.DCM otorite kuruluşlar tarafından Muhtemel İnsan Karsinojeni; Grup 2B (IARC) ya da İnsanda Etkisi Belirsiz Kanıtlanmış Hayvan Karsinojeni; A3 (ACGIH) olarak sınıflandırılmaktadır Farelerde kronik maruz kalmanın karaciğer ve akciğer kanserine neden olduğu; sıçanlarda ise benign meme bezi tümörleri oluşturduğu bildirilmiştir. Ayrıca kronik DCM’a maruziyetinin farelerde doğum kusurlarına neden olabileceği belirtilmektedir
DCM renksiz ve uçucu bir sıvıdır. Laboratuarlarda kontrol altında kullanıldığı için sağlık açısından nispeten güvenlidir, ancak doğrudan insanların üzerine püskürtüldüğünde maruz kalınan miktar daha fazla olmaktadır. Uçucu özelliği nedeniyle, CS uygulaması sonrasında buharlaşarak soluma yoluyla maruz kalınır.
Trikloroetan (Metil kloroform) santral sinir sistemidepresanıdır ve yüksek dozlara maruz kalındığında baş dönmesi, konfüzyon, bilinç kaybı ve ölüme dek giden bir tablo çizebilirUzun süreli deri teması, derideki yağ tabakasını etkiler ve deri iritasyonuna neden olur. Kronik teması ile karaciğer, böbrek ve kalpte anomalilere neden olabilir. Özellikle yağ depolanması, vakuoler dejenerasyon ve sentrilobüler nekroz gibi ciddi karaciğer sorunlarına neden olduğu literatürde bildirilmektedir (48). Gebe laboratuar hayvanları trikloroetana maruz bırakıldığında yavrularda çeşitli doğum kusurlarına
rastlanmıştır .
Metil izobutil ketonEndüstride yağdan arındırıcı (degrase) ajan olarak kullanıldığı için derideki yağı uzaklaştırarak deride kızarıklık, yanma, soyulma ve blister oluşumuna neden olur. Maddeyeveya buharına kısa süreli maruziyet ile göz, deri ve solunum yolunda iritasyona neden olur.Ağızdan alınması durumunda ise kimyasal pnömoniye neden olur.
Bu çözücünün kullanıldığı endüstriyel iş kollarında maddeyle çalışma önlemleri arasında yüz ve gözlerinkorunması önerilmektedir, aynı çözücünün polis tarafından doğrudan insanların yüzünepüskürtülmesi iseparadoks olarak değerlendirilmiştir
Bu gazların potansiyel kalıcı etkileri ve görülen toksik etkilerini azaltmanın en iyi yolu onları hiç kullanmamaktır. Kullanımları güvenli ve etik değildir Kullanım amaçlarının da temelini oluşturan ani ve aşırı iritan etkileri, sağlık üzerinde uzun vadede olumsuz etkileri olabileceği konusunda endişelere yol açmaktadır. Bu endişeler, kanser olasılığını da içermektedir.
Ciddi solunum ve kardiyovasküler etkilerin yanı sıra, körlük,karaciğer harabiyeti ve sinir sisteminde kalıcı hasara yol açabilirler. Solunum sistemindeki etkilerinin sonuçlarındatoksik pnömonitis, astım alevlenmesi, bronşit ve KOAH görülmüştür.
Kısa vadeli toksik etkileri ve belirsizliğini koruyan uzun vadeli toksik etki olasılıkları insan sağlığı için büyük risk taşımaktadır.
Devletin görevi toplum sağlığını korumaktır. Toksik olduğu bilinen bu kimyasallar ile toplum sağlığının zarar görmesine asla izin verilmemelidir.
Bu kimyasalların toplumsal olaylarda kullanılması yasaklanmalıdır.
Referanslar
1- Göz Yaşartıcı Gazlar ve Toksik Etkileri /Toksikoloji Bülteni ,Ocak 2013, sayı 36 sayfa:9-13
Hilmi ORHAN | Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, F. Toksikoloji AD, Bornova, İzmir
Pınar Erkekoğlu | Hacettepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, F. Toksikoloji AD., Sıhhiye, Ankara
Ela Kadıoğlu | Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, F. Toksikoloji AD., Etiler, Ankara
2- Effects of Tear Gases on the Pulmonary System/Türk Toraks Dergisi Ekim 2013,Cilt 14, Sayı 4, Sayfa(lar) 123-126 :
Peri Meram Arbak I Department of Chest Diseases, Internal Medicine, Faculty of Medicine, Düzce University
3- Smith J, Greaves I. The use of chemical incapacitant sprays: A review. J Trauma. 2002;52:595–600
4- Toxic carriers in pepper sprays may cause corneal erosion
Juha M. Holopainen,Jukka A.O. Moilanen,Tapani Hack,and Timo M.T. Tervoa
Department of Ophthalmology, University of Helsinki, HUS, Finland Received 24 June 2002
5- Tear Gas-Harassing Agent or toxic Chemical Weapon?
Howard Hu, MD, MPH, Jonathan Fine MD,Paul Epstein et al.JAMA August 4, 1989-vol 262 no 5, p 660-665
6- Public health response to biological and chemical weapons—WHO guidance (2004): Annex 1: Chemical agents, pp:143-213.
7- Biber Gazı ve Portakal Gazı ile İlgili İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalının Bilgilendirme Yazısı 5 Haziran 2013
25 Ocak’ta TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan oluşan İnisiyatif’in düzenlediği Toplumsal Olaylarda kolluğun zor kullanımı etkileri ve sonuçları konulu, “İşkence Alanı Sokaklar” adlı sempozyum-forum’da İstanbul Eczacı odası adına Ecz. Nurdan Demirkan’ın yaptığı “Toplumsal olaylarda zor kullanım araçlarının toksikolojik etkileri” adlı sunumundan özetlenmiştir.
25 Ocak’ta gerçekleştirilen “İşkence Alanı Sokaklar” adlı sempozyum-forumun deklarasyonu ile, bileşenleri arasıda İstanbul Eczacı Odası’nın da yer aldığı “Biber Gazı Yasaklansın İnsiyatifi” kurularak “Kolluğun İşkence Araçları Yasaklanmalıdır” kampanyası başlatılmıştır.