Devit-3 Ampulü Bir Dilim Ekmeğe Kırma Eğitmeni
28.08.2015
eczanemin telefonu çaldı, karşıdaki kişi araba ile eczaneme nasıl gelineceğini soruyordu. noluyoruz, gündüz gündüz nöbetçiyim de haberim mi yok, sıcaklardan beynim mi bulandı diye düşünürken arayan kişiye eczanemin yerini tarif ettim.
5 dakika sonra günde 1 defa yapılan uzun etkili insülin üreten bir firmanın “kalem eğitmeni” olduğunu söyleyen bir hanımefendi geldi. hastanın adres ve kişisel bilgilerinin yanısıra cep telefonu numarasına da sahip olan bu kişi, M.Ç. isimli hastamı beklediğini, biraz sonra hastamın da buraya geleceğini ve kendisine insülin kullanımıyla ilgili eğitim vereceğini söyledi. ben durumu algılamaya ve hastamın benden ne zaman insülin aldığını hatırlamaya çalışırken hasta eşiyle birlikte birden içeri girdi.
meğer asıl hasta olan bana yaklaşık 1 aydır gelen M. amcanın eşi K. teyzeymiş ve ü. eğitim ve araştırma hastanesindeki doktoru artık insülin kullanması gerektiğine karar vermiş. neyse.
eğitmen başladı insülin kalemini nasıl kullanacağına, neresine yapacağına, vs. ben eğitmen olduğuna göre herhalde bilmediğim bazı noktalara da değinir diye düşünürken bilmediğim hiçbir şey söylemedi. hatta ileriye gidip hastanın artık hap yutmaması gerektiğini, hapların böbreklerine zarar verdiğini, insülinin ise zararsız olduğunu söyledi. beslenme ve diyetle ilgili tavsiyelerde de bulundu. ne de olsa arkadaş eğitmen ya!
M. amca ise durumdan rahatsız olduğumu hissetmiş olacak ki “kusura bakma evladım biliyorsun senden alıyoruz artık ilaçları ama doktor hanım bizi eczaneye yönlendirdi ve “ilaçları alın gelin, doğru ilacı mı aldınız görücem” dedi, dedi.
“önemli değil, sıkma canını” dedim M. amcaya, elindeki İ. Eczanesi baskılı bez torbaya bakarak.
o esnada araya giren kalem eğitmeni demesin mi ki “evet doktorlar öyle söylüyorlar çünkü eczaneler bazen yanlış ilaç veriyorlar” diye. o anda mesleki şovenizmim bir anda pik yaptığından eğitmen hamfediye ağzının payını vermek istesem de hastalara huzursuzluk vermek istemedim.
“sizin ilacınızın eşdeğeri mi var?, yanlış ilaç ne demek? ayrıca doktorun yönlendirme yapması da yanlış, değil mi eğitmen hanım” demekle yetindim. evet haklısınız dedi. ama tepem atmıştı bir kere, yine de sakince işlerinin bitmesini bekledim.
eğitmen anlattıkça sanki bu ulvi bilgiyi bilen tek kişinin kalem eğitmenleri olduğunu zanneden hastalarım eğitmen hanıma hasta olmuştu bile. “yapamazsak sizi arayabilir miyiz” diye sordu eğitmene çiçeği burnunda insülin hastası K. teyze. “tabi ki” dedi eğitmen hamfendi. ben de araya girerek “bizi de arayabilirsiniz, bunları biz de biliyoruz” dedim ezikçe.
hastalar gidince kalem eğitmeninden kalmasını rica ettim. eczanelerin yanlış ilaç verme mevzusunu anlayamadığımı, konuyu biraz açmasını; eczacının istese de yanlış ilaç veremediğini, sistemin buna müsaade etmediğini, etse de sgk’nın bunu kabul etmeyeceğini; firmalarının ilacının zaten eşdeğeri olmadığını, eşdeğeri olsa da bunu vermenin eczacının yasal hakkı olduğunu; doktorun yönlendirme yapmasının da yanlış olduğunu, herşeyin farkında olduğumu; gelmeden önce tarafıma bilgi verilmesi gerektiğini; firmaların doğrudan hastalarla iletişim kurmasının da mevzuata aykırı olduğunu; anlattıklarını da zaten bizim de bildiğimizi ve konu mankeni olmadığımızı söyledim.
eğitmen hamfendi cevaben; eczanenin yanlış ilaç vermesine gözleriyle şahit olduğunu, eczanelerin hastaların raporlarını değiştirterek ilaçlarını değiştirttiğini savundu. (hem raporu hem de reçeteyi değiştirtebilecek güçteki bu eczacının elini öpesim geldi tabi o an, neyse) yaptıkları işin sağlık bakanlığından onay alınarak yapıldığını, kendisinin ü.e.a hastanesine çalıştığını, normalde bu işi hastanede S. ve Z. adlarında iki hemşirenin yaptığını, iki hemşirenin de insülinleri aldırtmadan asla eğitim vermediğini, hastanın ü.e.a’dan geldiğini, hemşireler bugün orada olmadığı için hastanın talebi üzerine benim eczanemde eğitim verildiğini söyledi.
tartışma benim “yanlış ilaç” konusuna takmamla büyüdü ve eğitmen buna tanık olduğunu, hastanın sağlığını düşündüğünü, bunun onun görevi olduğunu söyleyince ve kendisine burasının da benim eczanem olduğunu, anlattıklarını bizlerin zaten bildiğini, kendisinin de sgk müfettişi olmadığını hatırlattım.
eğitmen hamfendi onu bu şekilde eleştiremeyeceğimi söyleyerek eczaneden çıktı gitti.
daha diyabet hastasına beslenme, ilaç kullanımı ve yaşam tarzı ile ilgili ulvi bilgiler veren bu arkadaşa mesleğini bile soramamıştım oysaki..
özetle; özellikle pahalı ve kronik ilaçları olan uluslarası büyüklükteki ilaç firmalar hastaları eczacısız bir sağlık hizmetine alıştırmak istiyorlar. amaçları eczacının mesleki karını da kendine ayırmak. bu alanda girişimleri olduğunu da zaten biliyoruz.
“insulin kalem eğitmeni” de hastaları eczacısız sağlık hizmetine alıştırmak için bir başlangıç sadece.
yarın inhaler eğitmeni, nebulizatör eğitmeni, oral basış eğitmeni, süppozituvar eğitmeni ve hatta devit-3 ampulü bir dilim ekmeğe kırma eğitmeni icat edilirse şaşırmayın.
yani bu ülkede sağlık söz konusuysa herkes herşeyin eğitmeni olabiliyor; ancak bizim bilgisi kıt, eğitimi yetersiz eczacı bir insülin kalem eğitmeni kadar bile olamıyor.