OLAĞAN ÜSTÜ DURUMLARDA ECZACILIK
2011 Van depreminde içlerinde rahmetli Ecz. Rafet Şahin’ in de olduğu bir grup İstanbul Eczacısı gönüllü olarak evlerinden kilometrelerce uzakta; yetersiz barınma, ısınma, yiyecek ve olumsuz hijyen koşullarında artçı depremlerin devam ettiği sırada (İki hafta sonra meydana gelen ikinci depremde Bayram Otel’ de aralarında gazetecilerinde olduğu 24 can kaybı yaşandı.) sağlık hizmeti sunduklarının gururlu tanığıyım.
Sağlık otoritesinin yetersiz kaldığı durumlarda gerek otoritenin gerekse kamunun görevlendirme ve/ veya gönüllülük esasına dayanarak eczacıdan beklentisi olursa tavrımız ne olacak!!!
Uzmanların açıklamaların da Covit-19 salgının kontrol altına alınmasında diğer ülkelere göre daha başarılı olan Güney Kore, Tayvan, Hong Kong, Singapur’ un olabildiğince çok test yapmasıdır.
Elimizde bu testin nasıl yapıldığına yapanın ne tür risklerle karşı karşıya gelebileceği hakkında bilimsel veriler var mıdır yoksa tahminler demi bulunmaktayız. Çünkü bu ülkelerde ışıklarda duran aracın içindekilere, yolun karşısına geçmek için bekleyen yayaya bile yapıldığı bir TV kanalında bilim kurulu üyesi tarafınca dile getirildi.
En gelişmiş devletlerin bile birbirlerine satmış olduğu ücretini aldığı maske ve solunum cihazlarına el koydukları “modern korsanlık” diye adlandırılan bir sürece girildiği görülüyor. (ABD’nin, Almanya’nın satın aldığı, Fransa’nın ise İspanya ve İtalya’ya gidecek maskelere el koyması, Türkiye’nin İtalya’ ya gidecek 200 bin maskeye bloke koyması)
Salgının şiddetini arttırması ya da salgın süresinin uzaması durumunda gelişmiş ülkeler bile uluslararası hukuka aykırı kararlar alabiliyor.
Ülke içinde bu malzemelerin temini ile ilgili kamu yararını gözetme iddiasıyla ne tür kararlar gündeme gelebilir.
Eczanelerin elinde bulunan maske vb malzemelere gerekli görülürse bedelsiz el konulabilir mi? (Denetimler sonucu verilen para cezalarına; ilerde bu uygulamanın önünü açabilecek; dolaylı kamulaştırma da denilebilir)
Daha fazla mesai ve nöbet, kurumdan alacakların ertelenmesi, kısmi veya tam kamulaştırma, gönüllülük dışında riskli yerlerde görevlendirilme, ihtiyaç halinde gündeme gelirse eczacı ihtiyaç duyacağı etik ve deontolojik çıkarımları belki de bugünden kendi örgütleri ve kurumlarıyla tartışarak oluşturmalıdır.
Eczanelerinde, kamu ve özel sektörde özveriyle çalışan eczacılar dünyanın hazırlıksız yakalandığı bu salgında bu kadar bilinmezliğin içinde kendilerinin, çalışanlarının ve ailelerinin sağlığı için gerekli tüm önlemleri almalı, sorumlu olduğumuz kamu sağlığının sorunlarının çözümlerinde kendi içinde görüş, öneri ve fikirlerin sunulabildiği şeffaf, bilime dayalı yapılarını kurup diğer kurumlar ve kuruluşlarla birlikte hareket etmelidir.
Ecz. Sidar DİKEN